
Gözler bir anda açıldı ve nefesler tutuldu. Günlerdir nerede olduğu merak edilen, sosyal medyada paylaşımlar yapılan o genç deha, nihayet bulundu. Evet, Dr. Alperen Yılmaz güvende. Ama hikaye tahmin ettiğinizden çok daha tuhaf.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki (MIT) parlak kariyeriyle tanınan Yılmaz, birdenbire ortadan kaybolmuştu. Ailesi, arkadaşları, meslektaşları... Herkes endişeliydi. Son iletişim 2 Eylül'de kesilmişti. Sonra? Sessizlik.
Gözaltı Gerçeği ve Şaşırtan Gerekçe
İşin aslı öğrenildiğinde herkesi bir şaşkınlık aldı. Meğerse Dr. Yılmaz, ABD'deki kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınmıştı. Peki ama neden? Görünene bakılırsa, 'güvenlik endişeleri' gibi muğlak bir gerekçe öne sürülmüş. Detaylar hâlâ net değil, itiraf etmek gerekirse olay oldukça gizemli.
Boston Başkonsolosluğumuz hemen harekete geçti tabii. Konuyu en üst düzeyde takip ettiklerini, genç bilim insanımızla ilgili tüm gelişmelerden haberdar olduklarını açıkladılar. Konsolosluk yetkilileri, Alperen Yılmaz'ın sağlık durumunun iyi olduğunu ve serbest bırakıldığını belirtti. İçimiz bir nebze olsun rahat etti.
Arka Planda Neler Dönüyor?
Bu tür olaylar, yurtdışındaki Türk bilim insanları için hiç de yabancı değil maalesef. Özellikle savunma sanayi, yapay zeka ve kritik teknolojiler alanında çalışanlarımız, zaman zaman benzeri baskılarla karşılaşabiliyor. Dr. Yılmaz'ın çalışma alanları da düşünüldüğünde, akıllara ister istemez birtakım sorular geliyor.
Boston Başkonsolosluğu'nun açıklamasında, Yılmaz'ın serbest bırakıldığı ve kendisiyle doğrudan iletişim halinde oldukları ifade edildi. Ama şu soru hâlâ havada asılı duruyor: Bir bilim insanını, bu şekilde gözaltına almak ne kadar doğru? Cevabını bekliyoruz.
Sonuç olarak, bu vaka sadece bir kayıp vakası değil. Aynı zamanda uluslararası arenada Türk bilim insanlarının karşılaştığı zorlukların da bir yansıması. Dr. Yılmaz'ın başına gelenler, hepimiz için aslında düşündürücü bir ders niteliğinde.