Kıvrımlı Dağların Oluşum Süreci
Kıvrımlı dağlar, yeryüzünün en etkileyici jeolojik oluşumlarından biridir ve orojenez adı verilen dağ oluşum sürecinin önemli bir parçasını oluşturur. Bu süreç milyonlarca yıl süren jeolojik zaman dilimlerinde gerçekleşir.
Kıvrım dağlarının oluşumu, jeosenklinaller adı verilen geniş deniz çukurluklarında başlar. Dış kuvvetlerin neden olduğu aşınmalar sonucu kopan materyaller, sürüklenerek göl, deniz ve okyanus tabanlarında birikir. Bu birikim milyonlarca yıl boyunca devam ederek binlerce metre kalınlığında tortul tabakalar oluşturur.
Kıtaların yer değiştirmesi sırasında bu jeosenklinaller yüksek basınca maruz kalır. Esnek yapıdaki jeosenklinaller bu basınç altında kıvrılarak yükselir ve kıvrım dağlarını oluşturur. Kıvrım dağlarının kubbe şeklindeki yükseltilerine antiklinal, çukur kısımlarına ise senklinal adı verilir.
Dünyada ve Türkiye'de Kıvrımlı Dağlar
Kıvrım dağları dünyanın birçok bölgesinde görülmektedir. Avrupa'daki Alpler, Asya'daki Himalayalar, Amerika kıtasının batısındaki Kayalık Dağları ve And Dağları bu oluşuma verilebilecek en bilinen örneklerdir.
Türkiye, kıvrım dağları açısından oldukça zengin bir coğrafyaya sahiptir. Ülkemizdeki kıvrım dağları genel olarak iki ana kuşak halinde uzanır: Kuzey Anadolu Dağları ve Toros Dağları.
Türkiye'nin Bölgelerine Göre Kıvrımlı Dağları
Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde farklı kıvrım dağları bulunmaktadır:
Karadeniz Bölgesi: Ilgaz, Mescit, Köroğlu, Canik, Rize, Kaçkar ve Küre Dağları
Marmara Bölgesi: Koru, Samanlı ve Yıldız Dağları
Ege Bölgesi: Emir, Eğrigöz, Simav ve Murat Dağı
Akdeniz Bölgesi: Aladağlar, Sultan, Geyik, Balkar ve Barla Dağı
İç Anadolu Bölgesi: Tecer, Hınzır, Akdağ, Sivrihisar ve Sündiken Dağları
Doğu Anadolu Bölgesi: Maden, Palandöken, Karasu-Aras, Cilo, Allahuekber, Hakkari, Mengene, Mercan ve Malatya Dağları
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Mardin Dağları
Bu dağlar, Türkiye'nin jeolojik tarihini anlamamız açısından önemli ipuçları sunmakta ve ülkemizin doğal güzelliklerine katkıda bulunmaktadır.