Bilim tarihinde öyle bir deney var ki, başladığı günden bu yana neredeyse bir asır geçmesine rağmen hala devam ediyor. İnsan sabrının sınırlarını zorlayan bu olağanüstü çalışma, adeta zamanla yarışan bir bilim macerası.
Her şey 1927 yılında, Avustralya'nın Queensland Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Thomas Parnell'in merakıyla başladı. Parnell, günlük hayatta katı gibi görünen bazı maddelerin aslında yavaş akan sıvılar olduğunu göstermek istiyordu. Peki ama nasıl?
Ziftin Sırrı: Görünüşe Aldanmayın!
Profesör Parnell, seçimini ziftten yana kullandı. Bildiğiniz gibi zift oda sıcaklığında katı gibi durur ama aslında inanılmaz yavaş da olsa akabilen bir maddedir. İşte bu basit gerçek, dünyanın en uzun süren laboratuvar deneyinin temelini oluşturdu.
Deneyin kurulumu deyim yerindeyse 'acayip' derecede basitti: Bir huninin içine ısıtılmış zift dolduruldu, bir süre beklenerek katılaşması sağlandı, sonra huninin altı kesildi. Ve bekleyiş başladı...
İlk Damla İçin 8 Yıl Beklendi!
Evet, yanlış duymadınız. İlk zift damlasının huniden ayrılıp düşmesi için tam sekiz uzun yıl beklemek gerekti. 1938'de bu tarihi an gerçekleştiğinde, belki de kimse bunun sadece bir başlangıç olduğunu tahmin edemezdi.
İkinci damla için 1947'ye kadar beklenmesi gerekecekti. Üçüncü damla 1954'te, dördüncü 1962'de, beşinci 1970'te, altıncı 1979'da, yedinci 1988'de ve sekizinci damla nihayet 2000 yılında düştü. Her biri adeta bir neslin ömrü kadar beklenen bu damlalar, bilim tarihinin en sabırlı tanıkları oldu.
Günümüzde Deney: Nerede, Nasıl?
Peki bu inanılmaz deney şu an nerede sürdürülüyor? Queensland Üniversitesi'nde, herkesin görebileceği bir sergi alanında. Cam bir kabin içinde korunan deney düzeneği, ziyaretçilerin hayret dolu bakışlarına tanıklık ediyor.
Aslında komik bir detay var: 2000 yılındaki sekizinci damlayı hiç kimse 'canlı' izleyemedi. O anlar kayıt altına alınmıştı ama kimse tam o sırada orada değildi. Dokuzuncu damlanın ise 2013'te düştüğü düşünülüyor - tabii yine kimse görmedi!
Şu anda onuncu damlanın ne zaman düşeceği merakla bekleniyor. Bilim insanları, bu sabır testinin belki de yüzyıllar boyunca sürebileceğini söylüyorlar. Ne dersiniz, sizce bir sonraki damlayı görmek için daha ne kadar beklememiz gerekecek?
Bu deney bize sadece ziftin fiziksel özelliklerini değil, aynı zamanda bilimsel merakın ve sabrın ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. Thomas Parnell'in 1927'de başlattığı bu macera, belki de torunlarımızın torunları tarafından bile izlenmeye devam edecek. İşte bu, bilimin zaman tanımayan gücünün en güzel kanıtı.