
Havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest, bu yıl da İstanbul'u adeta bir bilim kurgu filminin setine çevirdi. Ama bu kez işin rengi epey yeşildi doğrusu!
Festival alanında dolaşırken insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: "Acaba iklim krizine çözüm bu genç beyinlerden mi gelecek?" Neden olmasın ki? Çünkü gördüğüm projeler, gelecek adına insanın içine su serpiyor gerçekten.
İklim Dostu Teknolojiler Ön Planda
Bu sene festivalde -açıkçası- beni en çok etkileyen taraf, sürdürülebilir teknolojilere ayrılan önem oldu. Gençler, öyle projelerle gelmişlerdi ki... Mesela bir ekip, plastik atıkları yeniden işleyip 3D yazıcı filamentine dönüştüren bir sistem geliştirmişti. Hem çevreci hem de inanılmaz pratik!
Bir başka proje ise rüzgar türbinlerini verimli hale getiren akıllı bir kontrol mekanizması üzerineydi. Detaylara boğulmadan söyleyeyim - gerçekten zekice düşünülmüş.
Güneş Enerjisinde Devrim Gibi Proje
Şimdi gelelim beni en çok heyecanlandıran çalışmaya... Bir grup lise öğrencisi, güneş panellerinin verimliliğini artıran nanoteknoloji tabanlı bir kaplama geliştirmiş. Üstelik maliyeti de oldukça düşük tutmuşlar. "Yok artık!" dedirten cinsten.
Proje sorumlusu genç kızın anlattıkları ise -size şöyle söyleyeyim- tamamen geleceğe dair umut vericiydi. "Amacımız, temiz enerjiyi herkes için erişilebilir kılmak" diyordu. Gençliğin bu kadar bilinçli olması, insanı gerçekten duygulandırıyor.
Su Kıtlığına Akıllı Çözümler
Festivalde dikkat çeken bir diğer konu da su tasarruf teknolojileriydi. Bir ekip, tarımda su kullanımını optimize eden IoT tabanlı bir sistem sunmuştu. Çiftçilerin cep telefonundan tarlalarındaki sulama sistemlerini yönetebilmelerini sağlıyorlardı.
Başka bir proje ise evlerdeki su tüketimini analiz edip tasarruf önerileri sunan yapay zeka destekli bir yazılımdı. "Bu kadar da olmaz artık!" dediğimi duyar gibiyim ama oldu işte.
Jürinin Beğenisini Kazananlar
Yarışma jürisi -anladığım kadarıyla- özellikle çevre dostu projelere büyük önem vermiş. Neden vermesinler ki? Sonuçta iklim değişikliği hepimizin meselesi.
Kazanan projeler arasında; atık sudaki ağır metalleri temizleyen biyolojik filtre sistemi, karbon ayak izini takip eden mobil uygulama ve gıda israfını önleyen akıllı buzdolabı sistemi dikkat çekiciydi. Hepsi de -açıkçası- birbirinden değerli fikirlerdi.
Festivalin en güzel yanı ise şuydu: Tüm bu genç beyinler, sadece teknoloji üretmekle kalmıyor, aynı zamanda daha yaşanabilir bir dünya için çözümler sunuyorlardı. İnsan, "Keşke bizim zamanımızda da böyle imkanlar olsaydı" diye düşünmeden edemiyor.
Teknofest'in bu yılki mesajı çok net: Yeşil inovasyon artık bir tercih değil, zorunluluk. Ve görünen o ki Türkiye'nin gençleri, bu zorunluluğun farkında. Daha güzel günler göreceğiz galiba...