Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), yapay zeka alanındaki yatırımların önümüzdeki yıllarda büyük bir sıçrama yaşayacağını açıkladı. Hazırlanan son rapor, küresel yapay zeka pazarının 2029 yılına kadar 200 milyar doların üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu artış, iş dünyasından kamu politikalarına kadar geniş bir alanda derin etkiler yaratacak.
OECD Raporundan Çarpıcı Rakamlar
OECD'nin "Yapay Zekada Yatırım Eğilimleri ve Görünüm" başlıklı analizi, teknoloji devriminin finansal boyutunu gözler önüne seriyor. Rapora göre, 2022 yılında yaklaşık 95 milyar dolar seviyesinde olan küresel yapay zeka yatırımları, istikrarlı bir büyüme eğilimi içinde. Bu rakamın 2029'da 200 milyar dolar eşiğini aşması bekleniyor. Büyümenin arkasında, özel sektör firmalarının yanı sıra hükümetlerin de artan ilgisi ve destek programları bulunuyor.
Rapor, yatırımların sadece büyük teknoloji şirketleriyle sınırlı kalmadığını vurguluyor. Sağlık, finans, üretim ve lojistik gibi geleneksel sektörler de operasyonel verimliliklerini artırmak ve yeni hizmetler geliştirmek için yapay zeka çözümlerine ciddi kaynak ayırıyor. Bu durum, yapay zekanın ekonomideki yaygınlığının giderek arttığının bir göstergesi.
Türkiye'nin Yapay Zeka Stratejisi ve Fırsatlar
OECD analizi, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ekonomiler için önemli fırsat pencerelerine işaret ediyor. Türkiye, 2021 yılında açıklanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ile 2025 yılına kadar odaklanacağı alanları belirlemişti. Strateji, insan kaynağı gelişimi, araştırma altyapısının güçlendirilmesi ve yerli teknoloji üretiminin desteklenmesi gibi başlıkları içeriyor.
OECD verileri, doğru politikalar ve yatırımlarla Türkiye'nin yapay zeka ekosisteminde önemli bir oyuncu haline gelebileceğini gösteriyor. Özellikle KOBİ'lerin bu dönüşüme entegre edilmesi, ülke ekonomisinin rekabet gücü için kritik önem taşıyor. Uzmanlar, nitelikli iş gücü yetiştirmenin ve Ar-Ge teşviklerinin sürdürülmesinin, bu küresel trendden maksimum fayda sağlamanın anahtarı olduğunu belirtiyor.
İş Gücü ve Geleceğin Becerileri
Yapay zeka yatırımlarındaki patlama, iş piyasasında da kaçınılmaz bir dönüşümü beraberinde getiriyor. OECD raporu, bazı rutin işlerin otomasyon nedeniyle dönüşebileceğini, ancak aynı zamanda yeni nesil beceriler gerektiren çok sayıda iş alanının da ortaya çıkacağını öngörüyor. Veri bilimi, makine öğrenimi mühendisliği, AI etiği ve denetimi gibi alanlarda yetişmiş insan gücüne olan talebin hızla artması bekleniyor.
Bu nedenle, eğitim sistemlerinin ve mesleki eğitim programlarının bu değişime ayak uyduracak şekilde güncellenmesi büyük önem taşıyor. Hem çalışanların becerilerini geliştirecek hem de gençleri geleceğin mesleklerine hazırlayacak politikalar, yapay zeka devriminin sosyal ve ekonomik faydalarını en üst düzeye çıkaracak.
Sonuç olarak, OECD'nin ortaya koyduğu tablo, yapay zekanın artık geleceğin teknolojisi değil, bugünün ekonomisinin itici gücü haline geldiğini gösteriyor. Yatırımlardaki öngörülen büyüme, hem ülkeler hem de şirketler için stratejik planlamayı zorunlu kılıyor. Türkiye'nin, sahip olduğu genç nüfus ve dinamik girişimcilik ekosistemi ile bu trendi bir kaldıraç olarak kullanma potansiyeli oldukça yüksek görünüyor.
