Bazı davranışlar var ki, adeta zekâ seviyesi yüksek insanlar için birer işkence aletine dönüşüyor. Öyle ki, bu tür durumlarla karşılaştıklarında ilk düşündükleri şey genellikle 'Nasıl kaçarım?' oluyor.
Beyinleri Farklı Çalışıyor, Tahammülleri de Öyle
Yüksek IQ'lu bireylerin dünyayı algılayış biçimleri oldukça farklı. Detaylara takılmaları, anlam arayışları ve derin düşünme eğilimleri onları bazı davranışlara karşı özellikle hassas kılıyor. Peki nedir bu davranışlar?
- Yüzeysel sohbetler: 'Hava nasıl?' tarzı diyaloglar onlar için adeta birer zaman kaybı
- Mantıksız kurallar: 'Çünkü öyle' denilen durumlar zekâlarına hakaret gibi geliyor
- Duygusal manipülasyon: Mantık yerine duygularla hareket eden insanlarla başa çıkmakta zorlanıyorlar
Beyinleri Alarm Veriyor
Zeki insanlar bu tür durumlarla karşılaştıklarında -ki bu genellikle günlük hayatta sık sık oluyor- beynin 'savaş ya da kaç' mekanizması devreye giriyor. Ancak çoğunlukla tercih ettikleri seçenek ikincisi oluyor. (Kimseyle tartışmaya girmeden ortamdan sıvışmak gibi...)
Özellikle iş yerlerinde bu durum daha da zorlayıcı hale gelebiliyor. Çünkü kaçacak pek bir yer yok. Ofis ortamında, bir toplantıda ya da öğle yemeğinde bu tür davranışlara maruz kaldıklarında, kendilerini adeta bir 'zekâ hapishanesi'nde hissediyorlar.
Peki Neden Böyle Oluyor?
Aslında bunun bilimsel bir açıklaması var. Yüksek IQ'lu bireylerin beyinleri sürekli olarak:
- Veri analizi yapıyor
- Bağlantılar kuruyor
- Derin anlamlar arıyor
Bu nedenle, yüzeysel veya mantıksız buldukları her şey onlar için bir tür 'bilişsel uyumsuzluk' yaratıyor. Ve bu durum -inanın bana- gerçekten rahatsız edici olabiliyor.
Sonuç olarak, eğer çevrenizde bu tür tepkiler veren insanlar varsa, belki de onlar sadece ortalamanın üzerinde bir zekâya sahip oldukları için böyle davranıyorlar. Ve evet, bazen gerçekten de kaçacak bir yer arıyorlar!
