
Kim demiş engeller hayallerin önünde duvar diye? 23 yaşındaki özel gereksinimli bir genç kız, tüm zorlukları elinin tersiyle iterek sanat dünyasına adını altın harflerle yazdırdı. Adeta fırçasından dökülen renklerle hayat buldu resimleri...
Belki de en büyük engel, insanların önyargılarıydı onun için. Ama o, "yapamazsın" diyenlere inat, tutkusunun peşinden koştu. Sabahın ilk ışıklarıyla başlıyordu fırçasını ıslatmaya, gecenin geç saatlerine kadar çalışıyordu tuvaller karşısında.
Renklerin Diliyle Konuşan Bir Yetenek
Doktorlar küçük yaşta "özel gereksinimli" tanısı koymuştu belki, ama o kendine has dünyasını renklerle anlatmayı seçti. İlk başlarda sadece karalıyordu kağıtları - çocukça, ama içten çizimlerdi bunlar. Zamanla yeteneği parlıyordu adeta...
"Resim yaparken kendimi özgür hissediyorum" diyor genç sanatçı. "Renkler benim için bir dil gibi. Konuşamadığım her şeyi tuvale döküyorum."
Aile Destek Olunca Engel Kalmıyor
Ailesi, bu yeteneği fark ettiğinde hiç tereddüt etmedi. "Kızımızın önünü açalım" dediler ve tüm imkanlarını seferber ettiler. Boya almak için biriktirdikleri paralar, ilk sergi için kiraladıkları küçük mekan... Hepsi birer sevgi yumağıydı aslında.
- İlk tablosunu 15 yaşında tamamladı
- Şimdiye kadar 47 farklı eser yarattı
- 3 kişisel sergi açtı
- Yerel sanat yarışmalarında 5 ödül kazandı
Peki ya şimdi? Genç sanatçı, yeni projeler için kolları sıvamış durumda. "Hayalim büyük bir sergi açmak" diyor gözleri parlayarak. "İnsanlara ilham olmak istiyorum. Engel diye bir şey yok, yeter ki isteyin!"
Bu hikaye bize ne mi anlatıyor? Belki de en büyük engelin aslında zihinlerde olduğunu... Ve tutkuyla yanan bir kalbin, tüm sınırları nasıl aşabileceğini.