Kimine göre imkansız, kimine göse hayal. Ama o, 'İstanbul'a gideceğim' diyerek çıktığı yolda, tam 20 yıl sonra hayalini gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyor.
Konya'nın taşrasında doğup büyüyen Mehmet Ali - evet, tam adıyla anacağız onu - çocukluğundan beri tek bir hayali vardı: İstanbul'da devlet memuru olmak. Ama hayat ona önce bambaşka bir kapı araladı.
Simit Tepsisiyle Başlayan Yolculuk
Sabahın dördü. Soğuk bir Konya sabahı. Elleri simit hamuruna bulanmış bir genç adam, gün doğmadan işinin başında. 'Kaç simit sattım, kaç lira kazandım' derdi kendi kendine. Ama aklı hep o büyük şehirdeydi.
"Komşular 'Bu çocuk boş hayaller peşinde' derdi," diye anlatıyor o günleri. "Ama ben biliyordum. Bir gün o hayalimi gerçek kılacağım."
Gece Lambası Altında Ders Çalışmak
Gündüz simit sattı, akşamları ise kitaplara gömüldü. Bazen öyle yorgun düşerdi ki, sayfalar gözünde bulanıklaşırdı. Ama pes etmedi. Hiç etmedi.
"Bir akşam," diye hatırlıyor, "simit tepsisini bırakıp ders çalışmaya oturdum. O kadar yorgundum ki kitabın üzerine uyuyakalmışım. Annem beni sabah buldu."
KPSS: Hayatının Sınavı
Yıllarca çalıştı. Deneme sınavlarında bazen başarısız oldu, bazen de umutlandı. Ama asla vazgeçmedi. "Her başarısızlık beni daha da güçlendirdi" diyor.
Sonunda o büyük gün geldi. KPSS sınav salonunda, ter içinde soruları çözerken, yılların emeğinin karşılığını alacağını hissediyordu.
Sonunda İstanbul!
Sınav sonucu açıklandığında, gözlerine inanamadı. Başarmıştı! Artık bir devlet memuruydu ve tayini - inanılır gibi değil - İstanbul'a çıkmıştı.
"İlk kez Boğaz'ı gördüğümde ağladım," diye itiraf ediyor. "Yıllarca hayalini kurduğum manzara karşımdaydı işte."
Azmin Zaferi
Bugün, bir devlet dairesinde çalışan Mehmet Ali'nin hikayesi, gençlere ilham kaynağı oluyor. "Hayallerinizin peşinden gidin" diyor. "Yeter ki inanın ve çalışın."
Kim bilir, belki de şu anda bir simitçi tezgahında çalışan bir başka Mehmet Ali, onun hikayesini okuyor ve kendi hayallerine bir adım daha yaklaşıyordur.
