Van'ın dondurucu kışında, adeta bir buz heykeline dönmüş halde bulunduğunda, hayata tutunma şansı neredeyse sıfıra iniyordu. Ama işte, bazen mucizeler en umutsuz anlarda gerçekleşir. Çiftçi Hasan Basri Kavak, o gün her zamanki gibi ahırına giderken, kar yığınının arasında minik bir canlılık belirtisi fark etti. Donmak üzere olan buzağıyı görür görmez, hiç tereddüt etmedi.
Hemen kolları sıvadı ve adeta bir insan evladını kurtarır gibi, o minik canı kurtarmak için seferber oldu. Önce onu ılık bir ortama taşıdı, sonra da donmuş bedenini yavaş yavaş, özenle ısıtmaya başladı. Her dokunuşu, bir umut ışığıydı adeta.
Bebek gibi sarıp sarmaladılar!
Kurtarma çabası, tüm ailenin ortak mesaisi haline geldi. Anne şefkatiyle buzağıya baktılar, onu beslediler, adeta yeniden hayata döndürdüler. Veteriner hekimlerin de desteğiyle, minik buzağı her geçen gün biraz daha güçlenmeye başladı. O artık sadece bir hayvan değil, onlar için bir aile ferdiydi.
Hasan Basri Kavak, o anları anlatırken hâlâ duygulanıyor: "İlk gördüğümde içim cız etti. Ölmek üzereydi ama biz pes etmedik. Şimdi o, bizim en değerli varlıklarımızdan biri. Ona 'Buzdan Melek' adını verdik."
Bu hikâye, sadece bir hayvanın kurtarılmasından çok daha fazlası aslında. İnsanlığın, merhametin ve doğaya saygının en güzel örneklerinden biri. Van'ın soğuk kışında, bir çiftçinin yüreğindeki sıcaklık sayesinde hayata tutunan minik bir canlının hikâyesi...
