İzmir'de Kampüste Dehşet: Aşk Kıskançlığı Genç Hayatı Söndürdü!
Kampüste Aşk Cinayeti: Flört Kıskançlığı Kan Dondurdu

İzmir'de hava birdenbire karardı. Aslında sıradan bir pazartesi günü olacaktı, öyle de başladı. Ancak Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi'nde öğlen saatlerinde yaşananlar, o günü asla unutulmayacak bir trajediye dönüştürdü.

Olay, saatler 12:30'u gösterdiğinde patlak verdi. İki genç—evet, hayatlarının baharında iki insan—kampüs içinde aniden bir tartışmaya tutuştu. Görenlerin anlattığına göre, kelimeler keskin bıçaklara dönüştü önce. Sonra... sonrası malum.

Şüphelinin elindeki bıçak, parlayan çeliğiyle havayı yardı. Kurban, 21 yaşındaki Mertcan G., için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Defalarca saplanan bıçak darbeleri, onu yerle bir etti. O an orada bulunanlar donup kaldı—çığlıklar, koşuşturmacalar, telefonlara sarılıp 112'yi arayan titreyen eller...

Kaçış ve Panik Anları

Saldırgan, işini bitirdikten sonra olay yerinden hızla uzaklaştı. Kimse müdahale edemedi, etmek istedi mi bilinmez—böyle anlarda insanların donakalması ne garip değil mi? Sonra, kampüsün o bildik koridorları bir anda polis sirenyeleriyle doldu. Ambulanslar yetişti ama Mertcan için artık çok geçti.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını söyledi. Mertcan'ın hayatını kaybettiği resmen açıklandı. Arkadaşları şoktaydı. Ailesine haber verilmiş miydi? Kim bilir...

Şüphelinin Yakalanış Öyküsü

Olay sonrasında polis, şüpheliyi yakalamak için geniş çaplı bir çalışma başlattı. Şüphelinin E.Y. olduğu belirlendi—Mertcan'la flört ettiği iddia edilen isim. Neden? Sebep olarak "kıskançlık" gösteriliyor. İnsanoğlunun binlerce yıldır süren bu zehiri, bir genci daha ölüme götürdü.

E.Y., olaydan sonra İzmir'deki evine gitti. Fakat polis onu bulmakta gecikmedi. Gözaltına alındı, ifadesi alındı. Şimdi adalet önüne çıkmayı bekliyor. Peki ya Mertcan? O, ailesinin ve arkadaşlarının yüreklerinde sonsuz bir acı bırakarak gitti.

Üniversite yönetimi olayla ilgili bir açıklama yaptı ve öğrencilere psikolojik destek sağlanacağını duyurdu. Ancak bu, acıyı hafifletmeye yeter mi? Sanmıyorum.

Bu tür olaylar—ne yazık ki—giderek daha sık duyulur oldu. Toplum olarak neyi yanlış yapıyoruz? İlişkilerimiz, hislerimiz, tepkilerimiz... Neden diyalog yerine şiddeti seçiyoruz? Bunları düşünmemiz gerekiyor belki de.

Mertcan'ın acısı, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Umuyoruz ki adalet yerini bulur ve böyle olaylar bir daha yaşanmaz.