
İstanbul'un arka sokaklarında filizlenen bir kin tohumu, Sakarya'da korkunç bir sonla yeşerdi. Öyle bir son ki, sosyal medyada dolaşan görüntüleri izleyenlerin yüreği ağzına geldi. İnsanın insana ettiğini hayvanlar bile yapmaz derler ya, bu vahşet o sözü tartışmaya açtı resmen.
Olay, dün sabah saatlerinde Sakarya'nın Serdivan ilçesinde bir araç içerisinde meydana geldi. Kurban, bir organizasyonun hedef tahtasına konulmuştu adeta. Silahlı saldırganlar, kurbanı aracın içinde sıkıştırarak acımasızca ateş etti. Olay yerine gelen polis ekipleri, kanlar içindeki manzarayla karşılaştı.
Sosyal Medyada Akıl Almaz Paylaşımlar
Olayın en tüyler ürpertici kısmı ise bu vahşetin görüntülerinin sosyal medya platformlarında anında yayılması oldu. Kimileri 'haber' adı altında, kimileri ise ne idüğü belirsiz bir merak uğruna bu kanlı görüntüleri paylaştı. İnsan psikolojisini zorlayan bu görüntüler, adeta toplumun ruh sağlığıyla kumar oynuyordu.
Paylaşımlar öyle bir noktaya ulaştı ki, yetkililer adeta çıldırdı. 'Bir insan bunu nasıl paylaşır?' sorusu, emniyet koridorlarında yankılanıyordu. Nefretin dijital yüzü, bir kez daha tüm çirkinliğiyle ortaya çıkmıştı.
Gözaltına Alınan Şüphelilerin Çelişkili İfadeleri
Olay sonrasında harekete geçen polis ekipleri, olayla bağlantılı olduğu değerlendirilen 4 şüpheliyi gözaltına aldı. Ancak sorgu odalarında dönen diller, hiç de samimi görünmüyordu. Şüpheliler, olayla ilgileri olmadığını iddia etse de, dijital veriler ve tanık ifadeleri farklı bir hikaye anlatıyordu.
Emniyet yetkilileri, ifadelerdeki tutarsızlıkları tek tek ortaya çıkarırken, organizeli bir yapının izlerini sürdüklerini belirtti. İstanbul'dan Sakarya'ya uzanan bu husumet hattının, organize suç grupları arasındaki hesaplaşmalarla bağlantılı olabileceği üzerinde duruluyor.
Toplumsal Travma ve Dijital Etik
Bu olay, sadece bir cinayetten ibaret değil maalesef. Toplumun ruh sağlığını derinden etkileyen, travmatik etkileri yıllarca sürebilecek bir vaka. Uzmanlar, bu tür görüntülerin sosyal medyada yayılmasının toplum psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Peki ne yapmalı? Öncelikle şunu kabullenmeliyiz: şiddet asla bir iletişim aracı olamaz. Hele ki dijital platformlarda bu vahşetin görüntülerinin paylaşılması, toplumsal bir yaraya tuz basmaktan farksız. Belki de artık dijital etik konusunda kendimizi yeniden eğitmemizin zamanı gelmiştir.
Serdivan'da yaşanan bu acı olay, organize suçla mücadelede yeni stratejilere ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdi. Emniyetin çalışmaları sürerken, toplum olarak bu tür olaylara karşı duyarlılığımızı artırmamız gerekiyor. Unutmayalım: şiddetin her türlüsü, insanlık onuruna yapılmış bir saldırıdır.