
Konya'da akşam saatlerinde yaşanan olay, adeta bir kabusa dönüştü. Henüz yirmili yaşlarının başında olan genç bir esnaf, birdenbire kendisini kalabalık ve agresif bir grubun ortasında buluverdi. İşler çığırından çıktı ve genç adam, insanlık dışı bir saldırıya maruz kaldı.
O anları yaşayanlar, "Birden bire etrafını sardılar, kaçacak bir delik arıyordu" diye anlatıyor. Yumruklar, tekmeler... Sanki hiç bitmeyecek bir kâbustu onun için. Kendini savunmaya çalıştı ama nafile. Sayıca çok üstündüler.
Can havliyle kendini bir an boşlukta bulan genç, son bir hamleyle yakındaki bir iş yerine doğru koşmaya başladı. İçgüdüleri onu güvende olacağı bir yere çekiyordu. Nefes nefese, yardım dilenircesine kapıyı çaldı. İçeridekiler o anı, "Yüzü gözü kan içindeydi, 'Lütfen yardım edin' diye yalvarıyordu" sözleriyle tarif ediyor.
Dükkân sahibi ve çalışanları, hiç tereddüt etmeden hemen ilk müdahaleyi yapmaya koyuldular. Yaralarını temizlediler, soğukkanlılıklarını koruyarak olayı emniyet birimlerine bildirdiler. O esnada saldırganlar olay yerinden uzaklaşmıştı bile.
Sağlık ekipleri kısa süre içerisinde olay yerine ulaştı ve genç esnafa gerekli tıbbi müdahalede bulundu. Şoktaydı ama hayati tehlikesi yoktu. Yaşadığı travmanın izleri ise sanırım yüzünden ve bakışlarından okunuyordu.
Emniyet yetkilileri, olayla ilgili soruşturma başlattıklarını ve saldırganları en kısa sürede tespit edip adalete teslim edeceklerini açıkladı. Kamera kayıtları inceleniyor, tanık ifadeleri toplanıyor. Konya sokaklarında böyle bir olayın yaşanmış olması, esnafı ve vatandaşları derinden sarstı.
Bu tür olaylar, maalesef toplum olarak üzerinde düşünmemiz gereken çok daha büyük sorunların sadece bir yansıması. Sokaklarımız gerçekten güvenli mi? Gençlerimiz neden bu kadar öfke dolu? Sorular uzayıp gidiyor...