Düşünün: hayatınızı bir kabusa çeviren, sizi sürekli korku içinde yaşatan birinden kaçıyorsunuz. Sonra, o kişi ceza alacak derken, mahkemeden 'iyi hali' nedeniyle indirim yapıldığını duyuyorsunuz. İnanılır gibi değil, değil mi? Maalesef, bu ülkenin gerçekleri arasında.
Son olay, adalet sistemimizin kadına şiddet konusunda nasıl çuvalladığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bir anne, eşinden gördüğü şiddet sonucu koruma talep etmişti. Ancak, saldırgan eş, mahkeme sürecinde 'iyi hal' gösterdiği gerekçesiyle ceza indirimine uğradı. Yani, şiddet uygulayan taraf, 'uslu durduğu' için ödüllendirildi!
Nasıl Yani? İyi Hal Nedir Ki Zaten?
İyi hal indirimi, aslında ceza hukukunda yer alan bir müessesedir. Amaç, sanığın pişmanlık gösterip topluma yeniden kazandırılmasına yardımcı olmaktır. Fakat, kadına şiddet gibi toplumsal bir yara söz konusu olduğunda, bu indirim tam bir trajikomik hal alıyor. Şiddet uygulayan kişi, duruşma sürecince 'uslu' davrandı diye, mağdurun çektiği acılar görmezden geliniyor. Adaletin bu kadar basite indirgenmesi, insanın içini acıtıyor doğrusu.
Oysa, şiddetin her türlüsü—fiziksel, psikolojik, ekonomik—bir insan hakkı ihlalidir. Ve mağdurlar, devletin adalet mekanizmasına güvenmek zorundadır. Böyle kararlar, o güveni yerle bir ediyor. Sanki, 'Şiddet uygula, sonra mahkemede uslu dur, indirim kap' mantığı işliyor. Korkunç!
Peki, Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Bu tür kararlar, topluma çok tehlikeli bir mesaj veriyor: Şiddet, cezasız kalmayabilir ama cezası hafifletilebilir. Mağdurlar ise, ikinci kez mağdur ediliyor. Önce şiddeti yaşıyorlar, sonra da adalet sisteminin bu soğuk yüzüyle karşılaşıyorlar. İnsanın aklına ister istemez sorular geliyor: Acaba, adalet mi dağıtılıyor, yoksa şiddet mi meşrulaştırılıyor?
Üstelik, bu durum sadece hukuki bir mesele değil; aynı zamanda toplumsal bir yara. Kadınlar, korku içinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Ve maalesef, adalet sisteminin bazı kararları, bu korkuyu beslemekten başka bir işe yaramıyor.
Sonuç olarak, iyi hal indiriminin kadına şiddet davalarında uygulanması, büyük bir tartışma konusu. Toplum olarak, adaletin gerçekten yerini bulmasını istiyorsak, bu tür kararları sorgulamalı ve gereken tepkiyi göstermeliyiz. Unutmayalım: şiddet asla meşru değildir, ve cezasız kalmamalıdır.
