Bakü'de gerçekleşen o önemli toplantıda söylenenler, aslında yıllardır bilinen ama pek dile getirilmeyen bir gerçeği bir kez daha ortaya koydu. İlham Aliyev'in kelimeleri adeta tarihin tozlu raflarından çıkıp günümüze ışık tutuyordu.
"Zengin tarihimiz," diyordu Aliyev, sesinde hem gurur hem de hüzün vardı, "uzun yıllar boyunca Ermenistan tarafından sistematik şekilde bozulmaya, çarpıtılmaya çalışıldı." Bu cümleler odadaki herkesi düşündürdü - belki de düşünmekten öte, harekete geçirecek türden sözlerdi bunlar.
Tarihin Yeniden Yazılma Mücadelesi
Aslında mesele sadece geçmişle ilgili değil. Geleceği şekillendirme meselesi. Aliyev'in altını çizdiği nokta tam da buydu: Eğer bir milletin tarihini çarpıtırsanız, onun geleceğini de kontrol etmeye çalışıyorsunuz demektir. Ne kadar tehlikeli bir oyun!
Toplantıda konuşulanlar sadece siyasi bir mesaj değildi. Daha derin, daha insani bir boyutu vardı. Nesiller boyu aktarılan kültürün, geleneklerin, hafızanın korunmasından bahsediyordu Aliyev. Bu, her Azerbaycan vatandaşının yüreğinde hissettiği ama belki de tam ifade edemediği bir duyguydu.
Kültürel Mirasın Önemi
Şunu anladık ki:
- Tarih sadece kitaplarda yazılanlardan ibaret değil
- Kültürel miras bir milletin kimlik kartı gibi
- Geçmişi olmayanın geleceği de olamaz
Aliyev'in konuşması sırasında hissettiğim şey - size samimiyetle söylüyorum - sadece siyasi bir liderin açıklamalarını dinlemek değildi. Adeta bir babanın çocuklarına mirasını anlatışı gibiydi. O derin, ciddi ama bir o kadar da sıcak ton...
Ermenistan'ın bu tarihi tahrif girişimleri aslında sadece Azerbaycan'ı değil, tüm bölgenin gerçeklerini gizlemeye yönelik. Düşünsenize, yıllarca yanlış bilgilerle beslenmiş bir nesil yetişiyor. Bu ne acı!
Gerçekler Işığında Yeni Bir Sayfa
Fakat Aliyev'in sözleri umut vericiydi de. Artık gerçeklerin konuşulduğu, tarihin doğru şekilde anlatıldığı bir döneme giriyoruz gibi. Bakü'deki o salonda hissettiğim en güçlü duygu buydu: Değişim rüzgarı.
Belki de mesele sadece iki ülke arasındaki ilişkiler değil. Daha geniş perspektiften bakarsak, bu aslında tüm dünyaya verilen bir mesaj. Tarihi çarpıtmanın, kültürel soykırımın kabul edilemez olduğunu haykırıyor Aliyev - hem de tüm dünyanın duyacağı şekilde.
Toplantı bittiğinde aklımda kalan son görüntü, Aliyev'in kararlı duruşuydu. Tarih yazmaya devam edeceğiz, diyordu adeta. Ama bu sefer doğru tarih.