Dünya, son dönemdeki en kanlı çatışmalardan birine tanıklık ederken, uluslararası toplum nihayet harekete geçti. New York'taki o meşhur binadan yükselen ses, bu kez gerçekten farklı bir tonda çınlıyordu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, pazartesi günü gerçekleştirdiği olağanüstü toplantıda, adeta tarihi bir karara imza attı. Evet, yanlış duymadınız. 14 üye ülke 'evet' derken, sadece Rusya çekimser kaldı. ABD'nin vetosu ise bu sefer sahne almadı – ki bu bile başlı başına manidar bir gelişme.
Peki Maddelerde Neler Var?
Metin, tarafları derhal, güvenilir ve koşulsuz bir ateşkese davet ediyor. Ama asıl bomba, rehine meselesinde saklı. Tüm rehinelerin acilen, kayıtsız şartsız serbest bırakılmasını öngörüyor. Üstelik bu sürecin uluslararası hukuka tam uyum içinde yürütülmesi şart.
Gazze... Ah o talihsiz coğrafya. Yardımların engellenmemesi, sivil halkın korunması – maddelerde hepsinin yeri ayrı. BM, bölgeye insani yardım girişlerinin önündeki tüm engellerin bir an önce kaldırılmasını talep ediyor. Zira durum vahim. Çok vahim.
Diplomasinin Zaferi mi?
Aslında bu karar, Washington yönetiminin önceki vetolarından sonra gelen ilk ciddi adım. Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın bölgeye yaptığı son ziyaretlerdeki temasların meyvesi mi dersiniz, yoksa uluslararası kamuoyundaki baskının sonucu mu? Belki de ikisi birden.
Kararın ardından İsrail'den gelen ilk tepkiler ise – ne yazık ki – pek de sıcak değil. Netanyahu hükümeti, Hamas'ı terör örgütü olarak nitelendirmeye devam ediyor ve onlarla doğrudan müzakere masasına oturmayı reddediyor. Öte yandan, Filistin tarafından ise olumlu sinyaller gelmeye başladı bile.
Peki ya sonra? Bu karar kağıt üzerinde mi kalacak, yoksa sahada bir karşılığı olacak mı? Cevabını zaman gösterecek. Fakat bir gerçek var: Uluslararası diplomasi, uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar net ve kararlı bir dil kullanıyor. Umalım ki bu ses, bölgedeki çocukların çığlıklarını bastırabilsin.
