
Dünya, Gazze'de tırmanan gerilimi konuşurken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) harekete geçiyor. Krizin boyutları her geçen gün büyürken, uluslararası toplumun gözü bu kez New York'taki BM merkezine çevrildi.
Kimilerine göre 'geç kalınmış' bir adım olsa da, BMGK'nın acil oturum kararı en azından bir umut ışığı yaktı. Öyle ki, bölgedeki insani durumun vahameti –özellikle sivillerin maruz kaldığı zorluklar– artık görmezden gelinemeyecek boyutta.
Kritik Sorular, Acil Yanıtlar Bekleniyor
Toplantı öncesi diplomasi koridorlarında koşuşturmalar hiç bitmiyor. Peki bu oturum gerçekten fark yaratabilecek mi? Uzmanlar, 'şimdilik temkinli iyimserlik' diyor ama bazıları ise 'fazla iyimser olmamak gerektiği' konusunda uyarıyor.
- İnsani yardımların önündeki engeller nasıl kaldırılacak?
- Sivillerin güvenliği için somut adımlar atılacak mı?
- Bölgedeki ateşkes çabalarına destek verilecek mi?
BM yetkilileri, oturumun 'acil eylem planı' oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor. Ancak bürokratik engellerin aşılmasının kolay olmayacağı aşikar.
Küresel Tepkiler ve Türkiye'nin Pozisyonu
Türkiye, krizin başından beri aktif diplomasi yürütüyor. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, 'her platformda insani yardımların öncelik olması gerektiğini' vurguluyor. Hatta bazı bürokratlar arasında 'acil insani koridor' fikri giderek daha fazla destek görüyor.
Diplomatik çevrelerde konuşulanlara göre, Ankara'nın BMGK'daki temsilcileri oturumda 'somut adımlar' çağrısı yapacak. Tabii veto yetkisi olan üyelerin tutumu –her zamanki gibi– kritik önem taşıyacak.
Öte yandan, sivil toplum kuruluşları da boş durmuyor. 'Artık söz değil, eylem zamanı' diyen aktivistler, sosyal medyada kampanyalarını sürdürüyor. Kim bilir, belki de bu kez gerçek bir değişim kapıda olabilir...