Dünya sahnesinde yine kan dökülüyor. Bu seferki adres: Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesindeki El-Fashir kenti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, artan şiddet karşısında adeta çığlık atıyor.
Öyle ki, bu saldırılar sıradan çatışmaların çok ötesine geçmiş durumda. BMGK'nın resmi açıklamasında kullandığı ifadeler, durumun vahametini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. "Derin endişe" tabiri hafif kalıyor aslında - bu bir insanlık dramı.
Uluslararası Toplumun Sessiz Çığlığı
BMGK üyeleri, Sudan'daki tüm taraflara -tüm taraflara diyorum- silahları susturma çağrısı yapıyor. Fakat bu çağrı, sanki duvarlara çarpıp geri dönüyor. El-Fashir'de durum giderek kötüleşiyor, insani kriz ise içler acısı bir hal alıyor.
Şiddetin dozu o kadar arttı ki, uluslararası diplomasinin o incelikli dili bile yerini sert ifadelere bırakmak zorunda kaldı. BMGK'nın bildirisinde, saldırıların "şiddetle kınandığı" vurgulanıyor. Bu diplomatik dil aslında "yeter artık!" demenin resmi yolu.
Sivil Can Kaybı Alarm Veriyor
En trajik olanı ise sivillerin bu çatışmaların ortasında kalması. Sayılar soğuk rakamlardan ibaret değil - her biri bir insan, bir aile, bir hayat. BMGK, sivil kayıplar konusunda giderek daha fazla endişe duyduklarını açıkça ifade ediyor.
Peki bu kınama ne işe yarayacak? Diplomasi bazen yavaş işler, biliyorum. Ama en azından dünyanın gözlerinin buraya çevrildiğini gösteriyor. Sudan'daki taraflar, uluslararası toplumun bu tepkisini görmezden gelebilir mi? Sanmıyorum.
Aslında mesele sadece bir kınama meselesi değil. Bu, insanlığın Sudan'daki sınavı. El-Fashir'de yaşananlar, uluslararası toplumun insani değerler konusundaki samimiyetinin de bir testi sayılır.
BMGK'nın bu açıklaması belki sihirli bir değnek değil. Ama en azından bir umut ışığı. Sudan halkının, dünyanın onları unutmadığını bilmeye ihtiyacı var. Umarım bu ses, gerekli yerlere ulaşır da El-Fashir'deki şiddet sarmalı durulur.
