
New York'ta bir araya gelen dünya liderlerinin eşleri, tam da beklenildiği gibi resmi ve protokol odaklı bir buluşma gerçekleştirmedi. Aksine, ses getiren, insanlığın ortak meselelerine dair samimi bir diyaloğun kapılarını araladılar. İşte tam da bu noktada, Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın ekrana yansıyan görüntüsü, zirveye damgasını vurdu.
O, sadece bir 'lider eşi' olmanın çok ötesinde, uzun yıllardır sürdürdüğü sosyal sorumluluk projeleriyle tanınan bir isim. Bu seferki mesajı ise kelimelerin sınırlarını aşan, gerçek anlamda yürekleri titretecek türdendi.
Küresel Bir Sorumluluk Çağrısı
'Daha Adil Bir Dünya' teması, boş bir slogan değil. Emine Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi, bu hedefe ulaşmak için hepimizin üzerine düşen bir görev var. Özellikle de gelecek nesilleri düşündüğümüzde. "Dünyanın dört bir yanındaki tüm çocuklara aydınlık bir gelecek borcumuz var" sözleri, mesajın adeta çarpıcı özeti gibiydi.
Peki bu borcu nasıl ödeyeceğiz? Erdoğan'ın işaret ettiği yol, dayanışma ve ortak akıldan geçiyor. Hiç kimseyi geride bırakmadan, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için küresel iş birliği şart. Bu olmadan, adaletten söz etmek neredeyse imkansız.
Türkiye'nin İnsani Diplomasideki Rolü
Mesajda bir diğer dikkat çeken vurgu ise Türkiye'nin bu alandaki rolüne yapıldı. Ülke olarak, sadece kendi sınırlarımız içindeki değil, dünyanın her köşesindeki mazlumların, ihtiyaç sahiplerinin yanında olma çabası takdirle karşılanıyor. Bu duruş, Türkiye'nin insani diplomasideki etkin konumunun da bir göstergesi aslında.
Emine Erdoğan'ın bu çabaları, uluslararası arenada sık sık alkış alıyor. Zirvedeki mesajı da bu anlamda, sadece iyi niyet beyanı olmanın ötesine geçiyor. Somut adımların ve samimi bir duruşun ifadesi.
Sonuç olarak, bu zirve ve Emine Erdoğan'ın mesajı şunu bir kez daha hatırlattı: Küresel meseleler, ancak kolektif bir şuur ve kararlılıkla çözülebilir. Ve çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras, onlara adil, yaşanabilir bir dünya sunmak olacak.