Dünya siyaset sahnesinde adeta bir fırtına koparan bir konuşmaya daha imza attı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. BM Genel Kurulu'ndaki o tarihi konuşmasında, uluslararası sistemin çarpıklığını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Aslında bu eleştiriler yeni değil - Erdoğan yıllardır aynı şeyi söylüyor ama kimse gerçekten dinlemiyor gibi görünüyor. Dünya beş ülkenin insafına terk edilmiş durumda ve bu durum giderek daha da vahim hale geliyor.
Dünya 5'ten Büyüktür Gerçeği
Şu meşhur "Dünya beşten büyüktür" sözünü hatırlıyor musunuz? İşte o söz şimdi daha da anlam kazandı. Erdoğan'ın dediği gibi, "İnsanlığın kaderi, dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca insanın geleceği, sadece beş ülkenin iki dudağı arasında olamaz."
Bu sözler boş laf değil. BM Güvenlik Konseyi'nin yapısı gerçekten de 2. Dünya Savaşı'ndan kalma - sanki dünya 1945'te donmuş gibi. Peki ya 2020'ler? Tamamen farklı bir gezegen bu!
Adaletsiz Sistem Çöküyor
Erdoğan'ın altını çizdiği nokta şu: Mevcut sistem sürdürülebilir değil. Bir avuç ülke veto yetkisiyle dünyanın geri kalanını esir almış durumda. Suriye'den Filistin'e, Ukrayna'dan Afrika'ya kadar uzanan krizlerin çözülemiyor oluşunun temel nedeni bu.
Ve işin ilginci - herkes bunun farkında ama değiştirmek için kimse adım atmıyor. Ya da adım atamıyor.
- Veto yetkisi dünyanın kaderini belirliyor
- Adil olmayan karar mekanizmaları
- Gelişmekte olan ülkelerin sesi duyulmuyor
- Küresel sorunlara çözüm üretilemiyor
Türkiye olarak biz bu adaletsizliğe karşı mücadele ediyoruz - hem sözle hem de eylemle. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz.
Yeni Bir Küresel Düzen Mümkün mü?
Aslında insan düşünmeden edemiyor: Acaba gerçekten değişim mümkün mü? Yoksa güçlü ülkeler statükoyu korumakta kararlı mı? Erdoğan'ın dediği gibi, "İnsanlık ailesinin tamamının temsil edildiği, daha adil, daha demokratik ve daha etkili bir Birleşmiş Milletler mümkün."
Ama bunun için cesur adımlar gerekiyor. Sadece konuşmak yetmiyor - eylem şart. Türkiye olarak biz bu yolda ilerlemeye kararlıyız.
Sonuçta, dünya gerçekten beş ülkeden ibaret değil. 8 milyar insanın kaderi bir avuç ülkenin insafına bırakılamaz. Bu kadar basit.
