Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaşananlar, bugün uluslararası diplomasi sahnesinde yeni bir tartışma başlattı. İsrail'in temsilcisi, ülkesinin Filistin politikasını savunurken oldukça sıra dışı bir yöntem seçti: Tevrat'tan ayetler okudu.
"Komşunun kanı dökülürken seyirci kalamayız" diyen İsrailli diplomat, bu sözlerin ardından salondan karışık tepkiler aldı. Kimileri bu yaklaşımı "ilginç" bulurken, bazı delegeler ise "tarihi bağlamı çarpıtma" olarak yorumladı.
Dini metinler siyasi arenada
Ortadoğu'nun kanayan yarasına dair bu alışılmadık savunma, aslında bölgedeki gerilimin ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail heyeti, Tevrat'tan seçtiği pasajlarla adeta "Biz sadece kendimizi koruyoruz" mesajı vermeye çalıştı. Ancak bu hamle, beklenenin aksine pek çok ülke temsilcisinde ters tepki yarattı.
Bir Arap delegesinin "Dini metinleri siyasi çıkarlar için araçsallaştırmak kabul edilemez" şeklindeki sert çıkışı, oturumun en çarpıcı anlarından biri oldu. Öte yandan, ABD ve bazı Batılı ülkelerin temsilcileri ise daha temkinli bir dil kullanmayı tercih etti.
Uluslararası toplumun tepkisi ne olacak?
BM koridorlarında konuşulanlara bakılırsa, bu gelişme önümüzdeki günlerde yeni diplomatik krizlere yol açabilir. Zira:
- Filistin heyeti acil toplantı talep etti
- İslam İşbirliği Teşkilatı'nın devreye girmesi bekleniyor
- Avrupa Birliği içinde farklı sesler yükseliyor
Uzmanlara göre, İsrail'in bu hamlesi aslında uluslararası arenada giderek artan yalnızlığını kırmaya yönelik bir girişim. Ancak sonuçlarının ne olacağı şimdilik belirsiz. Bir BM yetkilisinin dediği gibi: "Dini referanslar diplomaside her zaman riskli bir oyundur."
Bu arada, Türkiye'nin New York'taki temsilcilerinin de konuya ilişkin bugün resmi bir açıklama yapması bekleniyor. Dışişleri kaynakları, "Türkiye'nin bu tür yaklaşımlara karşı olduğunu" vurgularken, detayların henüz netleşmediğini belirtiyor.
