
Venezuela'nın tartışmalı lideri Nicolás Maduro, kelimenin tam anlamıyla bombalar patlattı. Hem de diplomatik cephede. Dünya sahnesinde uzun süredir dışlanan isim, son açıklamalarıyla adeta 'ben hâlâ buradayım' dedi.
Peki ne mi oldu? Maduro, ülkesine yönelik -kendi tabiriyle- 'şeytani planları' ifşa etti. Irak'ın 2003'teki işgalini hararetle hatırlatarak, "Bakın, aynı oyun şimdi bizim kapımızda" uyarısı yaptı. Oldukça iddialı bir çıkıştı bu.
Irak Senaryosu Venezuela İçin Mi Yazılıyor?
Maduro'nun dilinden düşürmediği temel argüman şu: "Irak'a yapılanlar, Venezuela'ya da yapılmak isteniyor." Ona göre, uluslararası güçler ülkesini istikrarsızlaştırmak, kaynaklarına el koymak için her yolu deniyor. Ekonomik yaptırımlardan medya manipülasyonuna kadar geniş bir yelpazede...
Aslında bu, yeni bir söylem değil. Ama Maduro, Irak örneğini özellikle vurgulayarak mesajını güçlendirdi. "Irak'ın başına gelenler dünyanın gözü önünde oldu" diyerek, adeta 'sıradaki hedef biz olabiliriz' imasında bulundu.
Peki Ya Diplomasi?
İlginç olan, Maduro'nun bu sert açıklamalara rağmen diyalog kapısını tamamen kapatmaması. Hatta Norveç'in arabuluculuğundan övgüyle bahsediyor. "Norveç, saygıdeğer bir ülke" diyor. Bu, belki de krizi yönetme stratejisinin bir parçası.
Ancak şu da var: Maduro, muhalefeti 'kukla' olmakla suçluyor. Onları dış güçlerin piyonu olarak görüyor. Bu durumda, gerçek bir uzlaşının ne kadar mümkün olduğu tartışmalı. Zira taraflar arasında derin bir güvensizlik uçurumu mevcut.
Sonuç olarak, Venezuela'daki siyasi kriz dinmiş değil. Aksine, her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Maduro'nun Irak kartını oynaması, uluslararası arenada dikkatleri tekrar ülkesine çekme çabası olarak yorumlanabilir. Bakalım bu hamle, istenen sonucu verecek mi?