Netanyahu'nun Öfkesi: Avustralya'nın Filistin Kararı İsrail'de Bomba Etkisi Yaptı!
Netanyahu: Avustralya'nın Filistin Kararı Hazmedilemez

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bugünlerde oldukça gergin bir pozisyonda. Avustralya'nın Filistin'i resmen tanıma hamlesi, adeta bardağı taşıran son damla oldu. Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklama, telaffuz edilen her kelimeyle birlikte öfkeyle titriyordu – bu kararın, barış sürecine hiçbir katkısı olmadığı gibi, doğrudan terörizmi ödüllendirdiği iddia ediliyor.

Peki, bu kararın arka planında ne yatıyor? Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Filistin'in devlet olarak tanınmasının, Ortadoğu'daki kalıcı barışın tek yolu olduğunu savunmuştu. Hatta Wong, bu hamlenin İsrail'in güvenliğini de garanti altına alacağını öne sürdü. Fakat İsrail tarafı, bu sözlere kulak asmak bir yana, adeta duvarı boyladı.

Netanyahu'dan Sert Çıkış: "Ödül Değil, Cezalandırma Gerek!"

Netanyahu'nun tepkisi, beklendiği üzere, oldukça sert oldu. Yaptığı yazılı açıklamada, 7 Ekim'deki kanlı saldırıları hatırlatarak, böyle bir dönemde Filistin'i ödüllendirmenin büyük bir hata olduğunu vurguladı. "Terörü ödüllendirmek, barışı getirmez; aksine, daha fazla şiddeti teşvik eder" ifadelerini kullandı. Bu, onun tipik retoriği aslında – fakat bu sefer, ses tonu daha da keskinleşmiş gibiydi.

Avustralya'nın bu kararı, elbette, bir anda ortaya çıkmış değil. Uluslararası toplumda, Filistin'in devlet statüsünü tanıyan ülkelerin sayısı giderek artıyor. İsveç, bunu yıllar önce yapmıştı; şimdi de Avustralya, bu listeye eklenmiş oldu. İsrail ise, her seferinde aynı şarkıyı söylüyor: "Tek taraflı tanımalar, müzakereleri baltalıyor."

Bölgesel Dengeler ve Küresel Tepkiler

Ortadoğu, zaten bir barut fıçısıyken, böylesine sembolik bir hamle, her iki tarafın da tahammül sınırlarını zorluyor. Netanyahu hükümeti, Batı Şeria'da yerleşim faaliyetlerini hızlandırırken, bir yandan da Gazze'deki savaşla uğraşıyor. Avustralya'nın bu adımı, İsrail'i daha da köşeye sıkıştırmışa benziyor – ki Netanyahu, köşeye sıkıştığı zaman genellikle daha saldırgan bir tutum sergiliyor.

Diğer yandan, Filistinliler için bu karar, büyük bir moral ve diplomatik zafer. Uluslararası arenada tanınma, onlara daha fazla meşruiyet sağlayacak. Fakat sahada ne kadar değişikliğe yol açar? O kısmı tartışmaya açık. Sokağa inip sorsanız, bir Filistinli size muhtemelen "Tanıma iyi hoş da, işgal hâlâ devam ediyor" der.

Sonuç olarak, bu gelişme, aslında hiç de şaşırtıcı değil. Avustralya, uzun süredir bu yönde sinyaller veriyordu. Netanyahu'nun tepkisi de tahmin edilebilirdi. Asıl soru, diğer Batılı ülkelerin bu hamleyi takip edip etmeyeceği. Özellikle İngiltere ve Fransa gibi ağır topların nasıl hareket edeceği, önümüzdeki dönemdeki dengeyi belirleyecek. İsrail, şimdiden bir domino etkisinden korktuğunu açıkça belli ediyor.

Bu diplomatik kavga, daha çok su kaldırır gibi görünüyor. Taraflar, pozisyonlarından ödün vermeye pek niyetli değil. Ortadoğu'da ise, gerilim tırmanmaya devam ediyor. Kim bilir, belki de bu tür sembolik adımlar, nihayetinde masaya oturmak için bir baskı aracına dönüşür. Ya da belki, sadece mevcut uçurumu daha da derinleştirir. Zaman gösterecek.