
Öyle anlaşılıyor ki Tahran'dan gelen son dakika hamlesi, diplomatik arenada bomba etkisi yarattı. İran'ın nükleer müzakereler masasına getirdiği yeni ve -en hafif tabirle- 'tartışmalı' talepler, ABD ile olan kritik görüşmeleri tamamen askıya aldırmayı başardı. Durum pek iç açıcı değil.
Ortadoğu'nun bu en sıcak dosyasında, tansiyon yeniden feci şekilde yükselmiş durumda. Taraflar adeta bir satranç tahtasında, her hamlenin hesabını yapıyor. Fakat İran'ın bu beklenmedik çıkışı, oyunun kurallarını değiştirmişe benziyor.
Peki Neler Oldu?
Haberlere göre, İranlı diplomatlar bir dizi yeni koşul ileri sürdü. Detaylar tam olarak netleşmese de, bu taleplerin nükleer programın sınırlandırılmasından ziyade, tam aksine genişletilmesi yönünde olduğu söyleniyor. Washington ise bu duruma oldukça sert bir tepki gösterdi. Hatta diplomasi dilinde 'kabul edilemez' olarak nitelendirdiler ki, bu oldukça ağır bir tabir.
Bir an için düşünün: Aylar süren hazırlıklar, arka planda yürütülen sayısız temas, hepsi bir anda bir kenara atıldı. Görüşmelerin iptali, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, tüm bölgenin güvenlik dinamiklerini de derinden etkileyecek ciddiyette.
Tarafların Pozisyonu Sertleşiyor
İran tarafı, haklı olduklarına dair güçlü bir inançla hareket ediyor. Taleplerinin uluslararası hukuk çerçevesinde olduğunu iddia ediyorlar. Fakat Batılı gözlemciler bu argümana pek sıcak bakmıyor. Aksine, İran'ın zaman kazanmaya çalıştığını ve nükleer faaliyetlerini hızlandırmak için fırsat aradığını düşünüyorlar.
ABD tarafında ise hayal kırıklığı ve artan bir öfke hâkim. Biden yönetimi, diplomasi yolunu açık tutmak için ciddi çaba sarf etmişti. Fakat bu son gelişme, Beyaz Saray'daki stratejistleri bile oldukça zor durumda bıraktı. "Masaya dönmek için İran'ın ciddi ve somut adımlar atması gerekiyor" şeklindeki açıklama, her şeyi özetler nitelikte.
Bu arada, uluslararası toplumun tepkisi de gecikmedi. Avrupa Birliği'nden endişe dolu açıklamalar gelirken, bölgedeki diğer aktörler de sessiz kalmayı tercih etmedi. Ortak kaygı, bir diplomatik krizin çok daha büyük bir çatışmaya dönüşme ihtimali.
Peki, bundan sonra ne olacak? Kimse sihirli bir küreye bakıp geleceği göremez elbette. Ancak şunu söyleyebiliriz: Diplomasi köprüleri bir bir yıkılırken, alternatif senaryoların hepsi bir hayli ürkütücü. Tüm tarafların soğukkanlılığını koruması ve diyaloğu sürdürmek için yeni yollar araması gerekiyor. Aksi takdirde, Ortadoğu'da yeni bir belirsizlikler dönemi kapıda olabilir.