Washington'dan gelen son açıklamalar, uluslararası arenada merakla takip edilen bir soruya noktayı koydu sanki. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, basın mensuplarının ısrarlı sorularına verdiği yanıtta Venezuela'ya yönelik askeri bir saldırı düşünmediklerini net bir şekilde ifade etti.
Aslında bu açıklama, son dönemde iki ülke arasında yaşanan gerilimli havayı bir nebze olsun dağıtacak gibi görünüyor. Austin'in sözleri oldukça dikkat çekiciydi - hem net hem de diplomatik bir dil kullanmıştı. "Hayır, Venezuela'ya saldırı düşünmüyorum" derken, ses tonundaki o kararlılık herkesin dikkatini çekti doğrusu.
Diplomasi mi, askeri güç mü?
Uluslararası ilişkilerde bazen söylenmeyenler, söylenenlerden daha önemli olabiliyor. Austin'in bu açıklaması, ABD'nin Venezuela konusunda diplomasi kanallarını tercih ettiğinin bir göstergesi sayılabilir. Zaten uzmanlar da son dönemde askeri seçeneklerden ziyade ekonomik ve diplomatik baskıların ön planda olduğunu söylüyorlar.
Peki neden böyle bir açıklamaya ihtiyaç duyuldu? Aslında uluslararası medyada zaman zaman Venezuela'ya yönelik askeri operasyon spekülasyonları dolaşıyor. Bu spekülasyonların önünü kesmek ve net bir mesaj vermek gerekiyordu herhalde.
Bölgedeki dengeler ve Türkiye'nin pozisyonu
Latin Amerika'daki bu gelişmeler, aslında Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Venezuela ile Türkiye arasındaki ilişkiler son yıllarda oldukça gelişme kaydetti. Ekonomik iş birliklerinden tutun da diplomatik temaslara kadar birçok alanda ortak çalışmalar yürütülüyor.
Washington'dan gelen bu son mesajlar, bölgedeki gerginliğin tırmanmasını engelleyecek türden. Zaten kimse yeni bir uluslararası kriz istemiyor - özellikle de küresel ekonominin bu denli hassas olduğu bir dönemde.
Amerikan yetkililerin Venezuela konusundaki tutumunun netleşmesi, uluslararası ilişkilerdeki belirsizlik bulutlarını dağıtıyor bir nebze. Ancak şunu da unutmamak lazım: diplomasi sahnesinde bugün söylenenler yarın değişebilir. O yüzden bu tür açıklamaları takip etmeye devam edeceğiz.
Sonuç olarak, iki ülke arasındaki gerilimde yeni bir sayfa açılıyor gibi görünüyor. Askeri seçenekler masada yok - en azından şimdilik. Diplomasi ve diyalog kanalları ise açık tutuluyor. Uluslararası arenada bu tür gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
