Dünya Sağlık Örgütü'nün bugün yaptığı açıklama, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki durumun sandığımızdan daha ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Kuzey Kivu bölgesinde patlak veren Ebola salgını, adeta bir kabus gibi devam ediyor.
Resmi rakamlara göre -ki gerçek sayının daha fazla olabileceğinden korkuluyor- 31 canımızı kaybetmişiz. Her biri bir aile, bir hayat, bir hikaye... Ölümlerin 6'sı doğrulanmış vaka, 25'i ise maalesef olası vakalar kategorisinde.
Vaka Sayıları Endişe Verici Boyutta
Toplam vaka sayısı 43'e ulaşmış durumda. İşin ürkütücü yanı, bunların sadece 13'ünün kesinleşmiş olması. Geri kalan 30 vaka ise 'olası' kategorisinde. Yani durum göründüğünden daha kötü olabilir.
DSÖ yetkilileri, bölgedeki sağlık ekiplerinin gece gündüz demeden çalıştığını belirtiyor. Fakat... Bölgenin coğrafi koşulları ve güvenlik sorunları, mücadeleyi oldukça zorlaştırıyor.
Uluslararası Toplum Harekete Geçmeli
Dünya Sağlık Örgütü, küresel topluma adeta bir çağrı yapıyor: "Destek olun, kayıtsız kalmayın!" Çünkü Ebola sadece Kongo'nun değil, hepimizin sorunu. Unutmayalım ki, modern dünyada salgınlar sınır tanımıyor.
Sağlık çalışanları inanılmaz zorluklarla mücadele ediyor. Bazen bir saatlik yol için günler harcıyorlar. Bölgedeki silahlı çatışmalar ise işleri iyice zorlaştırıyor.
Peki ne yapılmalı? DSÖ, acil fon ihtiyacının altını çiziyor. Aşı ve tedavi çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor. Yerel halkın bilinçlendirilmesi ise en az tıbbi müdahale kadar önemli.
Dünya, Kongo'daki bu insanlık dramına seyirci kalmamalı. Çünkü bugün onların başına gelen, yarın hepimizin kapısını çalabilir. Umuyoruz ki uluslararası toplum bu çağrıya kulak verir ve bu korkunç salgının önüne geçilir.
