
Şu an Türkiye'de her gün tam 2 milyar TL değerinde araç kiralanıyor. Bu rakam, neredeyse küçük bir ülkenin yıllık bütçesine denk geliyor! Peki nasıl oluyor da bu kadar büyük bir miktar sadece araç kiralama için harcanıyor?
Kiralık Araç Pazarı Patladı!
Son yıllarda adeta bir patlama yaşayan kiralık araç sektörü, ekonomimizin en hareketli alanlarından biri haline geldi. Öyle ki, artık neredeyse her köşe başında bir kiralık araç ofisi görmek mümkün. (Gerçi bazı semtlerde kahvehanelerden bile fazla olduklarını söyleyenler var!)
İşin ilginç yanı şu: Bu devasa harcamanın büyük bir kısmı kısa süreli kiralamalardan geliyor. Yani insanlar artık araç satın almak yerine, ihtiyaç anında kiralama yolunu tercih ediyorlar.
Peki Neden?
- Döviz kurlarındaki dalgalanmalar araç fiyatlarını uçurdu
- Bankaların kredi verme politikaları sıkılaştı
- Şehir içi ulaşım sorunları alternatif çözümleri zorunlu kıldı
- Yeni nesil, "sahip olma" kavramından uzaklaşıyor
"Araç kiralama işi artık sadece turistlere yönelik değil" diyor sektör temsilcileri. Yerli müşterilerin oranı son 5 yılda %300'den fazla artmış durumda. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için bu, neredeyse bir yaşam tarzı haline geldi.
Ekonomiye Etkileri
Bu durumun ekonomiye etkileri ise oldukça karmaşık. Bir yandan ciddi bir istihdam alanı yaratıyor, diğer yandan otomotiv satışlarını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, "Bu trendin uzun vadede sektörleri nasıl şekillendireceğini henüz tam olarak kestiremiyoruz" diyorlar.
Bir de şu var: Kiralık araç filosunun büyük çoğunluğu dizel araçlardan oluşuyor. Çevreciler ise bu durumun hava kirliliğini artırdığı konusunda uyarıyor. Elektrikli araç kiralama oranları ise henüz istenen seviyede değil.
Sonuç olarak, günde 2 milyar TL'lik bu devasa pazar, Türkiye ekonomisinin en ilginç ve en dinamik alanlarından biri olmaya devam ediyor. Peki sizce bu trend sürer mi, yoksa yakında yeni bir dönüşüm mü yaşanır?