
Eylül ayı gelmiş, yazın o kavurucu sıcakları yerini mis gibi bir melteme bırakmışken, insanın içini huzurla dolduran bir kaçış planı yapma zamanı. İzmir tam da bu noktada, adeta bir sığınak gibi karşılıyor bizi.
Kim demiş tatil sadece yazın yapılır diye? Eylül'ün o ılık günleri, sakin sokakları ve insanı yormayan güneşiyle İzmir'de bambaşka bir deneyim sunuyor. Öyle kalabalıklar, öyle kuyruklar yok. Her şey daha sakin, daha huzurlu.
Ege'nin İncisinden Lezzet Şöleni
İzmir deyip de mutfağından bahsetmemek olmaz. Eylül'de balık season'ı başlıyor desek yalan olmaz. Taze taze deniz ürünleri, o meşhur İzmir köftesi ve tabii ki boyozu... Hele bir de şöyle bir Körfez manzarasına karşı yenen akşam yemeği mi? Değmeyin keyfine!
Gezginlere Altın Öneriler
- Kordon'da sabah yürüyüşü: Gün doğumunu izlemeden olmaz. O hafif serinlikte yapılan yürüyüşün yerini hiçbir şey tutamaz
- Kemeraltı'nın labirentleri: Kaybolmayı göze alanlar için tam bir hazine. Her köşede yeni bir sürpriz
- Alsancak sokakları: Tarihle modernliğin dans ettiği bu bölge, fotoğraf meraklıları için cennet
Hava sıcaklıkları deseniz, tam 'hafif bir hırka yeteer' dedirten cinsten. Ne yazın o bunaltıcı sıcakları var, ne de kışın o dondurucu soğuğu. İşte tam denge hali.
Doğayla Baş Başa Kalmanın Tam Zamanı
Şehir merkezinden biraz uzaklaşınca karşınıza çıkan doğa harikaları var bir de. Efes Antik Kenti'nde tarihin izlerini sürmek, Şirince'nin o meşhur şaraplarını tatmak... Hele bir de o köy kahvelerinde demli çay keyfi mi? İnsan 'keşke hiç dönmesem' diyor.
Konaklama konusunda da Eylül ayı tam bir fırsat. Yaz fiyatlarından daha uygun, daha sakin oteller... Kimi yerlerde neredeyse yarı yarıya indirimler bile var. Ama siz siz olun, erken rezervasyon yapmayı unutmayın.
Velhasıl İzmir, Eylül ayında adeta bir huzur sığınağına dönüşüyor. Kalabalıklardan kaçıp kendine zaman ayırmak isteyenler, doğayla ve tarihle iç içe bir kaçamak arayanlar için biçilmiş kaftan. Şimdiden iyi yolculuklar!