Bodrum... Adını duyar duymaz insanın içini bir sıcaklık kaplıyor, değil mi? Ege'nin incisi, mavinin her tonunu barındıran koylarıyla ünlü bu şehir, yaz tatili denince akla gelen ilk yerlerden. Peki ama Bodrum'da mola vermek nasıl olur dersiniz?
Sabahın erken saatlerinde uyanıp, henüz kimse plajlara gelmemişken denize girmenin keyfi bir başka. Suyun berraklığı, kumun yumuşaklığı... İşte tam da bu yüzden Bodrum'da güne erken başlamak lazım. Sonra bir bakmışsınız, güneş tepede, siz de bir kafenin serin gölgesinde limonatanızı yudumluyorsunuz.
Bodrum'un Enfes Lezzet Durakları
Deniz ürünleri sevenler için cennet sayılabilecek restoranlar var burada. Mesela şu meşhur balıkçıda midye dolma yemeden dönmeyin derim – tadı damağınızda kalacak! Ayrıca, Ege mutfağının o taptaze zeytinyağlıları da cabası...
Akşamüstüne doğru sahilde yürüyüş yapmak da ayrı bir keyif. Rüzgar hafifçe esiyor, tekneler usul usul sallanıyor – huzurun tanımı bu olsa gerek.
Görmeden Dönmeyin: Bodrum'un Simgeleri
- Bodrum Kalesi: Tarihle iç içe bir deneyim için mutlaka ziyaret edilmeli.
- Bardakçı Koyu: Turkuaz sularıyla adeta bir tablo gibi.
- Bodrum Marina: Lüks yatlar ve şık mekanlarla dolu.
Gece hayatından bahsetmezsek olmaz tabii. Bodrum geceleri bambaşka bir enerjiye bürünüyor. Canlı müzik eşliğinde dans etmek ya da sakin bir barda kokteyl içmek... Seçim sizin!
Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bodrum'a gidip de gün batımını izlemeden dönerseniz, kendinize yazık etmiş olursunuz. O kızıllığın denizle buluştuğu an, her şeye değer.
