Dicle Nehri'nin kıyısında, Diyarbakır surlarının hemen eteklerinde, tam 8 bin yıldır ayakta duran bir hazine var: Hevsel Bahçeleri. Bu kadim topraklar şimdilerde sonbaharın en güzel hallerinden birini sergiliyor adeta. Sanki doğa, buraya özel bir palet hazırlamış da bütün renklerini cömertçe saçmış gibi.
Havada o keskin, temiz sonbahar kokusu... Ağaçların yaprakları sarının, turuncunun, kırmızının en nadide tonlarına bürünmüş. Her biri bir diğerinden güzel, her köşesi ayrı bir hikaye anlatıyor insana. Burayı görenler "Bu güzellik gerçek olamaz" diye düşünmeden edemiyor doğrusu.
Zamana Meydan Okuyan Bir Miras
Aslında Hevsel'in hikayesi binlerce yıl öncesine uzanıyor. Tam 30'dan fazla uygarlığa ev sahipliği yapmış bu topraklar. Düşünsenize, Hititler burada dolaşmış, Urartular bu sularda yıkanmış, Romalılar bu meyveleri tatmış. Tarih, bu bahçelerin her karışında canlanıveriyor insanın gözünde.
UNESCO'nun 2015'te Dünya Mirası listesine alması boşuna değil yani. Burası sıradan bir park ya da bahçe değil - canlı bir tarih kitabı gibi. Her taşın altında bin yıllık bir sır saklı sanki.
Renk Cümbüşü ve Doğanın Uyanışı
Sonbahar Hevsel'e bambaşka bir güzellik katıyor gerçekten. Yazın o kavurucu sıcağı yerini mis gibi bir serinliğe bırakmış. Sabahları hafif bir sis tabakası Dicle'nin üzerinde dans ediyor, güneş doğdukça da usul usul kayboluyor. Gün batımı ise tam bir görsel şölen - gökyüzü adeta alev alev yanıyor.
Kuş sesleriyle uyanıyor bahçeler. Bülbüller, serçeler, sığırcıklar... Hepsi bu mevsimin ritmini tutturmuş gibi. Ağaçlardan düşen yaprakların hışırtısı ise kulağa en güzel müzik gibi geliyor.
Ziyaretçiler Büyüleniyor
Buraya gelenler anlatıyor: "Fotoğraf makinenizi alın ve kendinizi bu büyüye bırakın" diyorlar. Genç-yaşlı, yerli-yabancı demeden herkes akın ediyor Hevsel'e. Kimi fotoğraf çekiyor, kimi sadece oturup bu güzelliği seyrediyor, kimi de tarihin izlerini takip ediyor.
Diyarbakırlılar için burası sadece bir bahçe değil - bir yaşam biçimi. Dedelerimizin dedeleri bu topraklarda çalışmış, bu ağaçları dikmiş. Her familyanın burada bir anısı, bir hikayesi var mutlaka.
Hevsel Bahçeleri sadece güzel manzaralar sunmuyor - o kadar çok şey öğretiyor ki insana. Sabrı, doğanın döngüsünü, tarihin ağır adımlarını... Burayı ziyaret eden herkes, bir parçası olduğu o kadim hikayeden bir şeyler alıp götürüyor yanında.
Sonbahar işte böyle bir mevsim - hem hüznü hem de güzelliği aynı anda yaşatıyor insana. Hevsel Bahçeleri ise bu duyguyu en yoğun şekilde hissettiren yerlerden biri. Gidip görmek, bu büyüye tanık olmak lazım gerçekten.