Düşünün bir kere - sıradan bir sonbahar gününde, Karadeniz'in o bildiğimiz yeşil örtüsü adeta sihirli bir değnek dokunmuşçasına değişiveriyor. İnsanın içini ısıtan, hüzünlü ama bir o kadar da coşkulu bir dönüşüm bu.
Doğanın Fırçasından Çıkmış Gibi
Rize'nin yemyeşil yaylaları, Artvin'in sarp yamaçları, Trabzon'un sisli vadileri... Hepsi birer sanat eserine dönüşmüş durumda. Sanki doğa, en sevdiği fırçalarıyla bu coğrafyayı yeniden boyamış.
Şöyle bir hayal edin: Sabahın erken saatlerinde uyanıyorsunuz ve pencerenizden baktığınızda, güneşin ilk ışıklarının vurduğu yaprakların nasıl da ateş kırmızısına, bal sarısına, kızıl turuncuya dönüştüğünü görüyorsunuz. İnsan "Acaba rüyada mıyım?" diye kendine sormadan edemiyor.
Fotoğraf Tutkunları İçin Cennet
Eğer fotoğraf makineniz varsa -ki olmalı- bu manzaralar karşısında deklanşöre basmamak elde değil. Her köşe başka bir kompozisyon, her an başka bir ışık oyunu sunuyor. Doğanın bu geçiş döneminde, aslında ne kadar da dinamik olduğunu fark ediyorsunuz.
Yer yer sisin arasından sızan güneş ışınları, renk cümbüşünü daha da büyülü kılıyor. Sanki doğa, kendi ışık şovunu yapıyor ve biz sadece seyircisi oluyoruz.
Mevsimler Arası Bir Köprü
Sonbahar belki de en romantik mevsim - yazın coşkusuyla kışın dinginliği arasında bir köprü gibi. Karadeniz'de bu duygu katlanıyor adeta. Yaylalardaki sessizlik, yaprak hışırtılarıyla bölünüyor. Havadaki o serinlik, insanın yüzünde hoş bir ürperti bırakıyor.
Doğanın bu kadar cömert davrandığı başka bir yer daha var mı acaba? Her yıl, hiç usanmadan, aynı güzelliği yeniden yaratıyor. Bizler de her seferinde yeniden hayran kalıyoruz.
Zamanın Kısa Bir Anı
Bu güzellik maalesef çok uzun sürmüyor. Belki de değerli olmasının sebebi bu - kısa süreli bir aşk gibi. Birkaç hafta içinde yapraklar dökülüyor ve manzara yeniden değişiyor.
O yüzden fırsatınız varsa, bu görsel şölene tanıklık etmek için zaman kaybetmeyin derim. Doğanın bu geçiş ritüelini izlemek, insana hayatın döngüselliğini hatırlatıyor çünkü.
Karadeniz'in bu sonbahar büyüsü, sadece göze değil ruha da hitap eden bir deneyim. Gidip görmeniz için en az on kere sebep sayılır - ki zaten bir kez giden, mutlaka yeniden gitmek istiyor.