Gökyüzüne uzanan minareleri ve o muhteşem yeşil kubbesiyle... Evet, bahsettiğimiz yer Medine'deki Mescid-i Nebevi. Sadece bir cami değil, adeta İslam tarihinin nefes alan bir sayfası burası. Hicret'ten bu yana Müslümanların kalbinde apayrı bir yeri var çünkü.
Peki nerede bu eşsiz yapı? Suudi Arabistan'ın Medine şehrinde, tam da şehrin tam kalbinde yer alıyor. Aslında şöyle söylesek daha doğru olur: Medine, Mescid-i Nebevi'nin etrafında şekillenmiş bir şehir diyebiliriz.
Tarihin İzinde Bir Yolculuk
İşin ilginç yanı şu: İlk inşa edildiğinde bugünkü görkemli halinden çok farklıymış. Peygamber Efendimiz ve sahabeler tarafından 622 yılında inşa edilen o ilk yapı, oldukça mütevazıymış. Hurma ağaçlarından direkler, kerpiçten duvarlar... Ama o mütevazı başlangıç, bugün milyonlarca müminin ziyaret ettiği bu devasa komplekse dönüşmüş.
Zaman içinde pek çok genişletme çalışması yapılmış tabii. Her bir ekleme, adeta İslam medeniyetinin büyümesinin bir yansıması gibi. Özellikle son yıllardaki genişletme çalışmalarıyla birlikte, artık 1.5 milyon ibadet edebiliyor aynı anda! Bu sayıyı düşünsenize - inanılmaz değil mi?
Mimari Bir Şaheserin Detayları
O meşhur yeşil kubbe - herkesin aklında kalan o görüntü - aslında Osmanlı döneminden kalma. İçinde Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.), Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kabirleri bulunuyor. Ziyaretçiler için burası dünyanın en huzur verici yerlerinden biri.
Mescid'in içindeki "Ravza-i Mutahhara" ise cennet bahçelerinden bir bahçe olarak nitelendiriliyor. Burası, minber ile Hz. Peygamber'in odası arasında kalan bölge. İnananlar için burada kılınan namazların ayrı bir yeri var.
Modern eklemelerle birlikte Mescid-i Nebevi artık devasa bir kompleks. Ama asla ruhunu kaybetmemiş. O tarihi dokuyu hissetmemek mümkün değil. Her köşesinde ayrı bir hatıra, her taşında ayrı bir hikaye saklı.
Güneşin batışını izlerken minarelerin silüeti, sabah ezanıyla birlikte yükselen o manevi atmosfer... Anlatmakla bitmez. Görmek, yaşamak lazım aslında. Belki bir gün siz de nasip olur diye umut edelim.