Tamam, itiraf edelim - haritaya baktığımızda bazen en tanıdık yerler bile kafamızı karıştırabiliyor. Osmaniye de o şehirlerden biri işte. Peki bu güzelim yer nerede sahiden?
Akdeniz'in Saklı Mücevheri
Şöyle anlatayım: Eğer Türkiye'nin güneyine doğru bir yolculuğa çıkarsanız, tam da Akdeniz Bölgesi'nde, Çukurova'nın doğu ucunda karşınıza çıkıverir Osmaniye. Aman dikkat, Akdeniz'deyim deyip de deniz kıyısı aramayın hemen - denize kıyısı yok aslında, ama iklimi öyle güzel ki insanı yanıltıverir.
Komşuları Kimler Peki?
Dört bir yanı şehirlerle çevrili adeta. Kuzeyde Kahramanmaraş, doğuda Gaziantep, batıda ise Adana ve Hatay'la komşuluk yapıyor. İşin ilginci, coğrafi olarak Akdeniz'de olsa da Güneydoğu Anadolu'ya açılan bir kapı gibi duruyor. İki bölgenin kültüründen de izler taşıması boşuna değil yani.
Ha, unutmadan - rakımı 125 metre civarında. Yani ovada sayılır, yazları sıcak olur tabii. Ama Amanos Dağları sayesinde mikro klima etkisi de var hani.
Tarih Kokan Sokaklar
Osmaniye deyip geçmeyin! Tarihi Hititlere kadar uzanıyor bu toprakların. Sonra sırasıyla Asur, Pers, Roma ve Bizans derken, nihayet Türklerin eline geçmiş. Öyle gelip geçici bir yer değil yani, köklü bir geçmişi var.
Ekonomi ve Doğa
Tarım deseniz var, sanayi deseniz var. Özellikle yerfıstığı meşhur - hani şu çerezlik olanlardan. Ama asıl ilginç olan şu: Kent, Ceyhan Nehri'nin suladığı verimli topraklara kurulmuş. Doğası gerçekten görülmeye değer.
Kısacası, Osmaniye Türkiye'nin en stratejik noktalarından biri aslında. Hem Akdeniz'in hem de Güneydoğu'nun özelliklerini taşıyan, kendine has bir kimliği var. Bir daha haritaya baktığınızda hemen bulursunuz artık!
