
Güneşin Ege'ye en cömert davrandığı yerlerden biri olan Palamutbükü, son yıllarda keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi parlıyor. Datça Yarımadası'nın batı ucunda konumlanan bu belde, adeta zamanın yavaşladığı bir kaçamak sunuyor.
Maviyle Yeşilin Dansı
Palamutbükü'ne adım attığınızda sizi önce çam kokulu hava karşılıyor. Ardından, turkuazın onlarca tonunu barındıran deniz göz kırpıyor. Burası için 'fotoğraflar bile hakkını veremez' desek abartmış olmayız.
Neden Gitmeli?
- Kumsal keyfi: Uzunluğu 1.5 km'yi bulan kumsal, incecik kumuyla ünlü. Su o kadar berrak ki, metrelerce derinliği çıplak gözle görebilirsiniz.
- Tarih kokan sokaklar: Antik Knidos'a komşu olmasıyla, her taşında binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini taşıyor.
- Lezzet şöleni: Balık restoranlarındaki taze deniz ürünleri ve zeytinyağlılar, damak çatlatan bir deneyim vaat ediyor.
Sabahın erken saatlerinde balıkçı teknelerinin limana dönüşünü izlemek bile başlı başına bir ritüel. Üstelik sakinliği sevenler için ideal - öyle kalabalık plajlardan, gürültülü eğlence mekanlarından eser yok.
Ulaşım ve Konaklama
Datça merkeze yaklaşık 25 km mesafedeki Palamutbükü'ne ulaşım oldukça kolay. Kendi aracınızla gidecekseniz, manzaralı virajlı yollar sizi bekliyor. Konaklama seçenekleri arasında butik oteller ve pansiyonlar öne çıkıyor - çoğu denize sıfır konumda.
Not: Yaz aylarında erken rezervasyon yaptırmakta fayda var. Çünkü bu küçük belde, artık sır olmaktan çıktı!