Güney'in sıcak ikliminde, tam da Akdeniz'in kucakladığı bir noktada duruyor Tarsus. Düşünsenize, tarihin sayfalarında gezinen bir kent bu - belki de evinizin hemen yanı başında!
Mersin'e bağlı bu ilçe, sanki zamanın içinde özel bir köşe bulmuş gibi. Coğrafi konumu öyle şaşırtıcı ki: tam 36°55' kuzey enlemiyle 34°54' doğu boylamının kesiştiği noktada. Aman tanrım, rakımıysa sadece 23 metre! Denizden bu kadar yakın olunca, o nemli Akdeniz havasını ciğerlerinize çekmemeniz mümkün değil.
Tarih Kokan Bir Akdeniz İncisi
Tarsus deyip geçmeyin - bu küçük görünen ilçe aslında koskoca Mersin'in en kalabalık ikinci yerleşim yeri. Nüfusu 350 bini aşmış durumda, inanabiliyor musunuz? Şehrin merkezine uzaklığıysa sadece 27 kilometre. Arabanızla bir yarım saatte varırsınız, hatta belki trafik izin verirse daha da kısa sürer.
Doğusunda Adana, batısında Mersin merkez... Kuzeyinde ise Toros Dağları'nın heybetli yükselişi. Coğrafi konumu gerçekten stratejik diyebilirim. Akdeniz'e kıyısı olmasa da -evet, doğrudan denize sınırı yok- iklimi tipik bir Akdeniz karakteri taşıyor. Yazları sıcak ve kurak, kışlarıysa ılıman ve yağışlı.
Ulaşımda Hiç Sorun Yaşamazsınız
İstanbul'dan kalkacak olsanız, Tarsus'a ulaşım mesafesi tam 873 kilometre. Ankara'dansa 482 kilometrelik bir yol sizi bekliyor. Ama merak etmeyin, karayolu bağlantıları oldukça gelişmiş durumda. Otobüsle rahatça gidebilirsiniz - ki zaten birçok firma düzenli sefer düzenliyor.
Komşu ilçelere gelince... Doğuda Adana'nın Sarıçam ve Karaisalı ilçeleri, batıda Mersin merkez ilçe, kuzeyde Pozantı ve Çamlıyayla, güneyde ise Akdeniz'in mavi suları -tabii araya birkaç ilçe daha girse de.
Şahsen düşünüyorum da, Tarsus sadece bir ilçe değil, adeta tarihle modernliğin buluştuğu bir kavşak noktası. Her taşında ayrı bir hikaye saklı bu kadim kenti görmeyi hak ediyorsunuz, bana sorarsanız.