Kimileri için sadece bir isim, kimileri içinse derin anlamlar taşıyan bir coğrafya Tunceli. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde yer alan bu il, adeta doğanın kalbine saklanmış bir hazine gibi.
Haritaya baktığınızda -ki ben sık sık bakarım- tam da Doğu Anadolu'nun batı yakasında, Munzur Dağları'nın eteklerine kurulmuş olduğunu görürsünüz. Yükseltisi hayli fazla olan bu bölge, aslında size doğayla baş başa kalma fırsatı sunuyor.
Komşuları Kimler Peki?
Dört bir yanı dağlarla çevrili bu güzel ilin komşularına gelince... Kuzeyde ve batıda Erzincan ile komşuluk yapıyor -ki bu iki il arasındaki bağ gerçekten ilginçtir. Doğu tarafında Bingöl, güneyinde ise Elazığ bulunuyor. Güneybatıda ise biraz daha uzaktan da olsa Malatya ile sınır komşusu sayılır.
İşin garip tarafı, Tunceli denince akla hep uzak bir yer gelir ama aslında Anadolu'nun tam kalbinde diyebiliriz. Coğrafi konumu itibarıyla öyle stratejik bir noktada ki, tarih boyunca pek çok medeniyetin ilgisini çekmiş.
Rakımı Hayli Yüksek!
Denizden yüksekliği neredeyse 1000 metre civarında seyreden Tunceli, bu özelliğiyle size adeta 'yukarılardan selam veriyor' derim. İklimi ise -hani şu karasal iklim dedikleri- gerçekten kendine has. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları ise sıcak ve kurak geçiyor.
Munzur Suyu ve Pülümür Çayı'nın beslediği bu topraklar, doğal güzellikleriyle insanı büyülüyor. Öyle ki, Munzur Vadisi Milli Parkı'nı gören bir daha unutamıyor -ki ben hâlâ o manzaraları düşünüyorum bazen.
Şehir merkezi olan Tunceli, aslında ilin orta kesiminde yer alıyor. Diğer ilçeleriyle birlikte toplamda 8 ilçeden oluşan bu özel yer, nüfus yoğunluğu açısından Türkiye'nin en seyrek nüfuslu illerinden biri.
Son bir not: Eski adı Dersim olan bu il, 1936 yılında Tunceli adını almış. Tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması, kültürel zenginliğini de beraberinde getirmiş. Doğu Anadolu'nun bu saklı cennetini görmenizi şiddetle tavsiye ederim -inanın pişman olmazsınız!