Sanatın iyileştirici gücü yüzyıllardır biliniyor. Ancak sinemanın psikolojik tedavide bir araç olarak kullanılması, son yılların en dikkat çeken gelişmelerinden biri haline geldi. Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından yayınlanan yeni bir kitap, bu konuyu tüm yönleriyle ele alıyor.
Beyaz Perdeden Terapi Odasına
Mustafa Bilici editörlüğünde hazırlanan 'Beyaz Perdeye Yansıyan Zihin - Ruh Sağlığı ve Sinema' isimli kitap, sinema ve psikiyatri arasındaki güçlü bağı ortaya koyuyor. Kitabın temelleri aslında 2000 yılında yayınlanan 'Psikiyatride Sinema Sinemada Psikiyatri' çalışmasına dayanıyor.
Bilici'nin sinemayı psikiyatri alanında kullanma serüveni, hocası Dr. Figen Atalay ile başlamış. Bu yaklaşım daha sonra Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesi'nde olgunlaşarak bir eğitim faaliyetine dönüşmüş. Hekimler, psikolojik hastalıkların ele alındığı filmleri izleyerek hastalıkların görünümlerini tartışıyorlar.
Pratikten Teoriye: Tedavide Sinema
Kitapta anlatılan yöntem oldukça ilginç: Hekimler eğitimlerini tamamladıktan sonra, seçilen hastalarla birlikte belirlenen filmleri izliyor ve üzerine konuşuyorlar. Bu süreçte hastalar, izledikleri karakterlerle özdeşim kurarak 'benim gibi başkaları varmış' ve 'yalnız değilim' duygularını yaşıyorlar.
Bu yöntemin her hastada farklı sonuçlar verdiğini belirten uzmanlar, hastaların kendilerine dair farkındalık geliştirdiklerini gözlemliyor. Psikiyatristler ise sinema dünyasında sunulan hikayelerin, gerçek hayatta bu hikayeleri yaşayan insanlar üzerindeki etkisini daha iyi anlıyor.
Kitabın İçeriği ve Konuları
Eser, alanında uzman farklı isimlerin yazılarından oluşuyor. Kitapta yer alan bazı bölüm başlıkları şunlar: 'Filmlerle Bilinç İnşası', 'Yavuz Turgul Senaryosunda Aşkın Yedi Oylumu ve Erkeğin Hali', 'Psikiyatri ve Sinema İlişkisinde Fenomenolojik Yaklaşım ve Klinik Yansımaları' gibi çarpıcı konular işleniyor.
'Filmlerle Bilinç İnşası' bölümünde Mustafa Bilici, Christopher Nolan'ın Başlangıç filmindeki rüya temalı gerçeklik inşasını analiz ediyor. Sinemanın gerçekle oynama ve onu inşa etme gücünün altını çiziyor.
Kitap ayrıca narsisizm, otizm, dissosiyatif bozukluklar, antisosyal kişilik gibi birçok psikolojik konuyu hem Türk hem de dünya sinemasından örneklerle inceliyor. Yavuz Turgul'un Sultan, Eşkıya ve Av Mevsimi filmlerindeki erkeklik rolleri mercek altına alınıyor.
Wim Wenders'in Mükemmel Günler filmindeki başrolün antisosyal kişiliği ve Ingmar Bergman'ın Kış Işığı filmindeki inanç sorgulaması gibi derin konular da kitapta kendine yer buluyor.
Mustafa Bilici'nin editörlüğündeki bu çalışma, hem sinema hem de psikiyatri meraklılarını kendine çekmeyi başarıyor. Yazarların seçtikleri konuları merak uyandırıcı şekilde işlemesi, okumayı kolaylaştırırken yeni soruların da kapısını aralıyor.