Victor Hugo deyince aklınıza sadece Sefiller mi geliyor? O halde hazır olun, çünkü bu Fransız dehasının şiirleri de en az romanları kadar etkileyici. 19. yüzyılın bu dev ismi, kelimelerle adeta bir sihirbaz gibi oynamayı biliyordu.
Şiir denince insanın aklına hemen aşk, doğa ya da melankoli gelir değil mi? Hugo ise bunların çok ötesine geçti. Toplumsal eleştirilerini, insanlık hallerini ve hatta politik görüşlerini mısralarına ustalıkla işledi. Belki de bu yüzden, onun şiirleri günümüzde bile tazeliğini koruyor.
Zamanın Ötesinde Bir Şair: Hugo'nun En Bilinen Şiirleri
Hani bazı şiirler vardır, okuduğunuzda içinize işler? İşte Hugo'nun eserleri tam olarak böyle. "Demain, dès l'aube" mesela... Kızının trajik ölümünün ardından yazdığı bu şiir, öylesine dokunaklı ki, okurken insanın yüreği sızlıyor. Sabahın erken saatlerinde, sisler içinde bir mezarlığa doğru yapılan o yalnız yolculuk - kim bilir kaç kişinin kalbinde yankılanmıştır?
Peki ya "Ce que dit la bouche d'ombre"? Gölgelerin ağzından çıkanlar derken... Hugo burada neredeyse felsefi bir derinliğe dalıyor. İyilik ve kötülük, ışık ve karanlık - insan ruhunun o bitmek bilmeyen ikilemini anlatıyor adeta.
Şiirlerin Arkasındaki Hikayeler
Aslında şunu söylemeden geçemeyeceğim: Hugo'nun şiirlerini anlamak için onun hayat hikayesini bilmek gerekiyor. Sürgün yılları, aşkları, kayıpları... Tüm bunlar mısralarına sinmiş durumda. Örneğin, "Les Contemplations" adlı eseri tam bir otobiyografik şiir koleksiyonu gibi. İnsan okuyunca, şairin ruh halini adeta hissediyor.
Günümüzde bile -inanın- Hugo'nun şiirlerinin güncelliğini koruması şaşırtıcı gelmemeli. Çünkü o, evrensel temaları ele alıyor: Aşk, ölüm, umut, adalet arayışı... Bunlar insanlığın hiç değişmeyen gerçekleri değil mi?
Neden Hugo'nun Şiirleri Bu Kadar Etkili?
Bazen düşünüyorum da, acaba Hugo'nun sırrı neydi? Belki de kelimeleri seçişindeki o olağanüstü yetenekti. Ya da imgeleri kullanış biçimi... Mesela "Booz endormi" şiirindeki o mitolojik referanslar ve dini sembolizm - insanı hem düşündürüyor hem de büyülüyor.
- Lirik ve epik şiirin mükemmel birleşimi
- Kişisel ve evrensel olanın dengelenişi
- Dilin sınırlarını zorlayan yenilikçi yaklaşım
- Toplumsal meselelere cesurca dokunuş
Şu kesin ki, Hugo şiir yazmayı sadece bir sanat formu olarak görmüyordu. Ona göre şiir, bir nevi ahlaki sorumluluktu. Belki de bu yüzden, onun mısraları yüzyıllar sonra bile konuşmaya devam ediyor.
Son bir not: Edebiyat severler için Hugo'nun şiirlerini keşfetmek, sandığınızdan daha keyifli bir yolculuk olabilir. Kim bilir, belki siz de bu mısralarda kendinizden bir şeyler bulacaksınız.