Babasının gölgesinde kalmak kolay değil, hele ki bu baba Türk müziğinin dev ismi İzzet Altınmeşe olunca! Ama genç yetenek, adını duyurmak için hiç de geride durmuyor.
Sanat dünyasına adım atan genç, babasının mirasını taşımakla kalmıyor, kendi tarzıyla da fark yaratıyor. (Kim derdi ki bu kadar yetenekli olacağını?)
Müziğin DNA'sında Var!
Genetik miras diye buna derler herhalde. Tıpkı babası gibi sahnelerin tozunu attıran bu genç adam, dinleyenleri kendine hayran bırakıyor. Ses tonuyla, yorumuyla -ve tabii ki o karizmasıyla- babasından hiç de aşağı kalmıyor.
Peki nasıl başladı bu serüven? Küçük yaşlarda müziğe ilgi duymaya başlamış. Evde sürekli enstrüman sesleri, şarkılar... Doğal olarak, bu ortamda büyüyen biri için müzik kaçınılmaz bir kader olmuş.
Kendi Yolunu Çiziyor
Babasının tarzını taklit etmek yerine, kendi müzik kimliğini oluşturmaya odaklanmış. "Ben babamın kopyası olmak istemiyorum" diyerek çıktığı bu yolda, dinleyicilerden tam not almayı başarmış.
- Farklı müzik tarzlarını deniyor
- Genç nesille daha çok bağ kuruyor
- Sahne performanslarıyla göz dolduruyor
Sanatçı olmak kolay değil - hele ki ünlü bir babanın oğluysanız! Ama o, bu zorluğu fırsata çevirmeyi bilmiş. Babasından öğrendiklerini kendi tarzıyla harmanlayarak, müzik dünyasında sağlam adımlarla ilerliyor.
Gelecekte onu daha büyük sahnelerde göreceğimiz kesin. Çünkü yetenek -ve tabii ki o meşhur Altınmeşe karizmas- genlerinde var!
