COVID-19 pandemisinin ardından birçok kişide görülen aşırı sağlık kaygısı, hipokondriyazis olarak bilinen ve halk arasında 'hastalık hastalığı' adı verilen psikolojik rahatsızlığı yeniden gündeme taşıdı. Peki, kökeni Hipokrat dönemine kadar uzanan bu durum tam olarak nedir? İşte, hipokondriyazisin tanımı, belirtileri ve altında yatan nedenler.
Hipokondriyazis (Hastalık Hastalığı) Nedir?
Hipokondriyazis, bireyin ciddi bir hastalığı olduğuna dair yoğun ve sürekli bir korku yaşaması durumudur. Kişi, vücudundaki normal işlevleri veya küçük belirtileri yanlış yorumlayarak büyük bir hastalığın kanıtı olarak görür. Tıbbi muayeneler ve testler sonucunda herhangi bir fiziksel rahatsızlık bulunamasa dahi, bu kaygıdan kurtulamaz.
İsminin kökeni, tıbbın babası sayılan Hipokrat'a dayanır. Hipokrat, kaburganın alt bölgesini 'hipokondrium' olarak adlandırmıştı. O dönemde bu bölgede ağrı hisseden ve somut bir nedeni bulunamayan hastaların durumu, zamanla 'hipokondriyazis' terimiyle ifade edilmeye başlandı.
Hipokondriyazisin Belirtileri Nelerdir?
Bu rahatsızlık, temelde yoğun bir sağlık kaygısı ile kendini gösterir. Ancak bu kaygı, beraberinde çeşitli fiziksel ve psikolojik belirtileri getirebilir. Laboratuvar testleri veya genel muayenelerde herhangi bir anormallik saptanmaz.
Başlıca belirtiler şunlardır:
- Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme gibi kaygıya bağlı fiziksel şikayetler.
- Vücuttaki küçük hisleri (karıncalanma, hafif ağrı) ciddi bir hastalığın belirtisi olarak yorumlama.
- Sürekli olarak tıbbi makaleler okuma, internetten araştırma yapma ve kendi kendine teşhis koyma eğilimi.
- Doktor doktor gezerek aynı testleri tekrar yaptırma isteği.
- Kaygıya eşlik edebilen depresif belirtiler, isteksizlik, çabuk yorulma ve uyku bozuklukları.
Hastalık Hastalığı Neden Olur?
Hipokondriyazisin altında yatan temel neden, genellikle psikolojik çatışmalar ve ilişki zorluklarıdır. Kişi, yaşadığı duygusal güçlükleri bilinçdışı bir şekilde fiziksel şikayetlere dönüştürür. Bu durumun arkasındaki motivasyon çoğu zaman ölüm korkusundan ziyade, ilgi görme, dikkat çekme ve bakım alma gibi ikincil kazanımlardır.
Ayrıca, anksiyete bozuklukları ve aşırı stresli yaşam olayları da hipokondriyazisi tetikleyebilir. Özellikle COVID-19 pandemisi gibi toplumsal sağlık krizleri, bireylerde var olan sağlık kaygılarını şiddetlendirerek bu rahatsızlığın görülme sıklığını artırmıştır.
Sonuç olarak, hipokondriyazis gerçek bir ıstırap kaynağıdır ve profesyonel yardım gerektirir. Tedavide bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi yöntemleri etkili olabilmektedir. Eğer siz de benzer belirtiler taşıdığınızı düşünüyorsanız, bir psikiyatri veya klinik psikoloji uzmanına başvurmanız önemlidir.