Kış aylarında kendinizi sürekli yorgun, isteksiz ve keyifsiz mi hissediyorsunuz? Bu durumu sadece 'mevsim geçişi' diyerek hafife almayın. Uzmanlar, özellikle sonbahar sonu ve kış aylarında belirginleşen bu şikayetlerin altında Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu (MDB) olarak bilinen klinik bir tablonun yatabileceği konusunda uyarıyor.
Mevsimsel Depresyon Nedir ve Kimleri Etkiler?
Klinik Psikolog Cansu Kaya, bu durumun basit bir moral bozukluğu olmadığını vurguluyor. "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu, gün ışığının azalmasıyla ortaya çıkan dönemsel bir depresyon türüdür. Biyolojik ritmi, duygu durumunu, uyku düzenini ve iştahı doğrudan etkiler" diye açıklıyor.
Kaya'ya göre, güneş ışığının azalması vücudun biyolojik saatini bozuyor. Bu da serotonin (mutluluk hormonu) seviyesinin düşmesine ve melatonin (uyku hormonu) seviyesinin artmasına yol açıyor. Sonuç olarak kişiler sabahları uyanmakta zorlanıyor, gün boyu halsizlik yaşıyor ve karbonhidrat ağırlıklı besinlere yöneliyor.
Risk grupları arasında ise genç yetişkinler, kadınlar, ailesinde depresyon öyküsü olanlar ve güneş ışığının daha az ulaştığı bölgelerde yaşayanlar öne çıkıyor.
Kış Depresyonunun 6 Temel Belirtisi
Klinik Psikolog Cansu Kaya, belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi halinde profesyonel destek alınması gerektiğinin altını çiziyor. İşte dikkat edilmesi gereken belirtiler:
- Sürekli üzgün, karamsar ve isteksiz hissetme hali
- Enerji düşüklüğü ve gün içinde belirgin halsizlik
- Sabah uyanmakta zorlanma, aşırı uyku isteği
- Karbonhidrat ağırlıklı beslenme eğilimi ve kilo artışı
- Konsantrasyon zorluğu, iş veya okul performansında düşüş
- Sosyal hayattan çekilme, yalnız kalma isteği
Kış Depresyonuyla Başa Çıkma Yolları
Peki, bu olumsuz tabloyu tersine çevirmek mümkün mü? Cansu Kaya, hem koruyucu hem de iyileştirici bazı önerilerde bulunuyor:
Doğal ışıktan faydalanmak ilk adım. Özellikle sabah saatlerinde yapılacak kısa yürüyüşler, biyolojik saatinizi düzenlemeye yardımcı olacaktır.
Düzenli bir uyku ve beslenme rutini oluşturmak da kritik önem taşıyor. Karbonhidrat tüketim eğiliminin arttığı bu dönemde beslenme dengesini korumak ruhsal iyilik halini destekliyor.
Kış aylarında içe kapanma eğilimine rağmen, sosyal temasları sürdürmek duygusal dengeyi korumada büyük rol oynuyor. Küçük görüşmeler bile fark yaratabilir.
Son olarak Kaya, "Mevsimsel duygu durum bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Yardım istemek bir güçsüzlük değil, iyileşme yolculuğunun ilk ve en önemli adımıdır" diyerek profesyonel destek almanın önemine dikkat çekiyor. Belirtiler günlük hayatı etkilemeye başladığında psikoterapi gibi etkili yöntemlerden yararlanılması gerektiğini vurguluyor.
Erken farkındalık ve zamanında müdahale, kış aylarını daha enerjik ve keyifli geçirmenin anahtarı olabilir.