Bir Milletin Çığlığı: Tarihe Kazınan 30 Ağustos Zaferi'nin 103. Yılında Duygusal Anma
30 Ağustos Zaferi'nin 103. Yılında Coşkulu Kutlama

Gökyüzüne yükselen Türk bayrakları, yankılanan İstiklal Marşı ve bir milletin asla sönmeyen ruhu... 30 Ağustos 1928'i değil, 2025'i yazıyoruz ama o destansı ruh hiç değişmemiş. Tam 103 yıl önce kazanılan o büyük zafer, bugün de tüm coşkusuyla kutlandı – hem de öyle sıradan bir kutlama değil, adeta tarihin yeniden canlandığı bir destandı.

Ankara'da Anıtkabir, her zamankinden daha farklı bir heybetle duruyordu sanki. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mozoleye çelenk bırakmasıyla başlayan tören, sonrasında ise o meşhur deftere yazdıklarıyla devam etti. Şöyle diyordu satırlarda: "Aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz, bu vatan sizlerin sayesinde ayakta. Ruhunuz şad olsun." Kısa ama çok şey anlatan bir mesajdı bu.

Aslında her şey 26 Ağustos'ta başlamıştı – Büyük Taarruz'un ateşiyle. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle başlayan hareket, 30 Ağustos'ta zaferle taçlanmış ve tarihe "Başkomutanlık Meydan Muharebesi" adını altın harflerle yazdırmıştı. Peki ya sonrası? İşgalci güçlerin tamamen püskürtülüşü ve modern Türkiye'nin temellerinin atılışı. Bu, sadece bir savaşın değil, bir milletin kaderinin de dönüm noktasıydı.

Dumlupınar'dan Yükselen Coşku

Kütahya'nın Dumlupınar ilçesi – işte burası, zaferin kalbinin attığı yer. Bu yılki resmi törenler de tam burada, adeta tarihin tam ortasında gerçekleşti. Milli Savunma Bakanlığı'nın organize ettiği etkinlikte, askeri öğrencilerden oluşan bir grup, o unutulmaz anları yeniden canlandırdı. Silahlar, üniformalar, stratejiler... Her detay, 103 yıl öncesine götürdü izleyenleri.

Genelkurmay Başkanı Metin Gürak'ın şu sözleri ise herkesi derinden etkiledi: "Bu topraklar kolay vatan olmadı. Her karışı için can verildi, her taşı için gözyaşı döküldü." Doğruyu söylemek gerekirse, orada bulunan herkesin gözleri doldu – çünkü bu, sadece bir cümle değil, hissedilen bir gerçekti.

Halkın Zafer Sevgisi: Sokaklar Bayrak Oldu

Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de ve daha onlarca şehirde... Caddeler, sokaklar, balkonlar – her yer kırmızıyla beyazın buluştuğu bir denize dönüştü. İnsanlar ellerinde bayraklarla, meydanlara akın etti. Kimi zafer işareti yapıyor, kimi marşlar söylüyordu. Aslına bakarsanız, bu sadece bir kutlama değil, milli bir dayanışmaydı.

Özellikle gençlerin katılımı dikkat çekiciydi. Sosyal medyada #30Ağustos etiketi trend oldu, paylaşılan fotoğraflar ve mesajlarla dijital bir kutlama yaşandı. "Atam izindeyiz" yazan bir pankart, belki de her şeyi özetliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözleri ise akıllarda kalanlardan: "Bizler, bir destan yazan ecdadın torunlarıyız. Bu zafer, sadece geçmişimiz değil, geleceğimizin de teminatıdır." Oldukça güçlü bir vurguydu bu – hem geçmişe saygı, hem geleceğe umut.

Zaferin Simgeleri: Havai Fişekler ve Mehteran

Akşam saatlerine doğru, gökyüzü rengârenk oldu. Havai fişek gösterileri, özellikle İstanbul Boğazı'nda inanılmaz bir manzara oluşturdu. Bir yanda martılar, diğer yanda patlayan renkler – fotoğrafçılar için kaçırılmayacak bir fırsattı.

Mehteran takımlarının çaldığı marşlar ise insanı bir başka duygulandırıyordu. O ritim, o ses... Tarihin sesiydi adeta. Özellikle "Ceddin Deden" marşı eşliğinde ellerin havaya kalktığı anlar, görülmeye değerdi.

Kısacası, 30 Ağustos 2025, Türkiye için sadece bir resmi tatilden çok daha fazlasıydı. Bu, bir milletin kendi tarihine olan saygısının, gururunun ve bağlılığının yeniden haykırılışıydı. Ve görünen o ki, bu haykırış, asırlar boyunca duyulmaya devam edecek.