Tam 24 yıl önce başlayan bir yolculuk, Türkiye'nin siyasi haritasını yeniden çizdi. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana geçen çeyrek asır, adeta bir devrimler çağına tanıklık etti. Kerem Alkin'in analizine göre, bu süreçte ülke, tarihinin en köklü dönüşümlerinden birini yaşadı.
Bir Partinin Doğuşu ve Yükselişi
2001 yılında ekonomik krizin gölgesinde filizlenen AK Parti, kısa sürede Türk siyasetinin lokomotifi haline geldi. 'Yapabiliriz' diyen bir vizyonla yola çıkan ekip, sandıkta halkın teveccühünü kazandı. Peki nasıl oldu da bu kadar hızlı yükseldiler? Cevap basit: Değişim rüzgarını doğru okumak!
Ekonomiden Eğitime Dev Adımlar
İlk yıllarda enflasyon canavarıyla boğuşan Türkiye, zamanla istikrara kavuştu. (Tabii inişli çıkışlı dönemler de yaşandı.) Altyapı projeleri, sağlık reformları ve eğitimde fırsat eşitliği gibi alanlarda atılan adımlar, halkın hayatına dokundu. Öyle ki, köy okullarından metropollere uzanan bir eğitim seferberliği başlatıldı.
Dış politikada ise 'komşularla sıfır sorun' politikası öne çıktı. Fakat bölgesel gelişmeler bu vizyonu zamanla revize etmek zorunda bıraktı. Suriye krizi, Mısır'daki darbe ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler... Hepsi, diplomasi masasında ustalık gerektiren sınavlardı.
Kritik Dönemeçler ve Dersler
- 2013 Gezi Olayları: Toplumsal tepkilerin yönetimi konusunda önemli bir sınav
- 15 Temmuz Darbe Girişimi: Demokrasi tarihinin kara lekesi
- Pandemi Yönetimi: Küresel krizde Türkiye modeli
Bugün geldiğimiz noktada, AK Parti'nin 24 yılına baktığımızda ne görüyoruz? Bir yanda başarı hikayeleri, diğer yanda tartışmalar... Ekonomik büyümede rekorlar kırılırken, döviz kurlarındaki dalgalanmalar vatandaşın cebini yaktı. (Kim unutur ki o çılgın dolar artışlarını!)
Kerem Alkin'in de vurguladığı gibi, bu 24 yılın en önemli kazanımı, Türkiye'nin küresel arenada 'söz sahibi' bir aktör haline gelmesi oldu. Artık uluslararası masalarda sözümüz geçiyor - ki bu, hiç de azımsanacak bir başarı değil.
