
Tam 103 yıl oldu... O günlerde dumandan bir bulut kaplamıştı Afyon'un ufkunu. Toprak ayaklar altında çiğnenmiş, vatan bir nefes bekler olmuştu. İşte o nefesi Türk'ün süngüsüyle açtı Mustafa Kemal ve silah arkadaşları.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bu destansı zaferin yıldönümünde milletimize seslendi. Şehitlerimizin aziz hatırasına sahip çıkmanın ne denli kutsal bir vazife olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Bir Milletin Kaderi Değişti
26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle taçlanan o büyük hamle—tarihin gidişatını kökünden değiştiren bir milletin varoluş mücadelesiydi aslında. Erdoğan'ın da dediği gibi, "Türk milletinin demir yumruğu" düşmanı nasıl da çarpmıştı Anadolu'nun bağrına!
Mesajında şu sözlere yer verdi Cumhurbaşkanı: "Büyük Taarruz, milletimizin vatanını işgalden kurtarmak için tek yürek olarak verdiği mücadelenin adıdır. Şehitlerimizin emaneti bizlere rehber olmaya devam edecek."
Günümüze Düşen Işık
Peki ya bugün? O ruh hâlâ yaşıyor mu içimizde? Erdoğan'a göre evet—hatta daha da güçlü. Geçmişten aldığımız bu güçle, yarınlara daha emin adımlarla yürüyeceğimizin altını çizdi.
Ve şehitler... Onlar olmasaydı, bugün belki de haritadan silinmiş bir millet olacaktık. İsimsiz kahramanların hikâyeleri, her 30 Ağustos'ta yeniden canlanıyor—tıpkı o günkü gibi.
Son bir not daha: Bu mesaj, sadece bir "anma" değil, aynı zamanda geleceğe atılmış bir imza aslında. Türkiye'nin bağımsızlığının teminatı, o gün kazanılan ruhun hâlâ dipdiri olmasında yatıyor.