Tam 105 yıl geçmiş aradan, ama o tarihi günün heyecanı sanki dün gibi taze. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bugün yaptığı açıklamayla gündeme bomba gibi düştü. Sivas Kongresi'nin yıldönümünde mesaj yayınlayan Çelik, kelimeleri öyle bir seçti ki, her cümle adeta yüreklere işliyor.
"4 Eylül Sivas Kongresi" diyor Çelik, "milli mücadelenin dönüm noktalarından biriydi. Bugün de o ruhla çalışıyoruz." Gerçekten de öyle değil mi? O günlerde atılan tohumlar, bugünkü Türkiye'nin temelini oluşturuyor çünkü.
Tarihin Arka Sokaklarında Bir Yolculuk
Çelik'in konuşmasında en çarpıcı olan ne biliyor musunuz? Kongrenin sadece siyasi değil, aynı zamanda psikolojik bir zafer olduğunu vurgulaması. "İşgal altındaki bir milletin kendi kaderini tayin hakkını elde etme iradesidir" diye ekliyor. Bu cümleler, resmi metinlerin katılığından uzak, samimi ve içten.
Şöyle bir düşünsenize: 1919'un o sıcak eylül günlerinde, Sivas'ın tozlu yollarında yürüyen insanların hayal ettiği gelecek, tam da bugünkü Türkiye. Çelik de tam olarak bu noktaya parmak basıyor zaten.
Günümüze Uzanan Bağlar
AK Parti Sözcüsü, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde günümüz siyasetine de göndermeler yapıyor. "Milli irade ve milli hakimiyet" kavramlarının altını çizerken, aslında bugünkü politik duruma da ışık tutuyor. Bence en etkileyici kısmı, "hür ve bağımsız yaşama ahdimizi bugün de tekrar ediyoruz" sözleri oldu.
Bu sadece bir siyasi mesaj değil, aynı zamanda tarihi bir sorumluluğun kabulü. Çelik'in ses tonundaki o kararlılık, kelimelere yansımış gibi duruyor. Okurken insan ister istemez o günleri hayal ediyor.
Peki ya kongrenin bugünkü anlamı? Çelik bunu da açıklıyor: "Kongre, milletin kendi kaderine sahip çıkmasının simgesidir." Aslında tam da bugün ihtiyacımız olan şey bu değil mi? Kendi kaderimize sahip çıkmak...
Sonuç olarak, Ömer Çelik'in bu açıklaması sıradan bir basın duyurusundan çok daha fazlası. Tarihle bugün arasında köprü kuran, duygusal ve bir o kadar da politik derinliği olan bir metin. Sivas Kongresi'nin ruhu, bugün de yaşıyor anlaşılan.
