
Tam altı yıl oldu. Ama sanki dün gibi hatırlıyoruz onu. O kendine has duruşuyla, Türkiye'nin siyaset sahnesinde iz bırakan bir ismi...
Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan, bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla adeta bir boşluğu doldurdu. Süle Yüksel Senler'i, vefatının altıncı yılında özlemle andığını ifade etti. Paylaştığı o fotoğraf—iki kadın, iki dönem, iki mücadele—aslında çok şey anlatıyordu.
Bir Öncünün Ardından
Senler, sadece bir siyasetçi değildi. O, bir dönemin sembol isimlerinden biriydi. 1960'ların sonları, 70'lerin başları... Türkiye'nin siyaseten çalkantılı olduğu ama bir o kadar da heyecanlı olduğu yıllar. İşte tam da böyle bir dönemde, Süle Yüksel Senler Meclis'e girdi. Hem de milletvekili olarak.
Emine Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, o sadece siyaset yapmadı. Müslüman bir kadın olarak, toplumda bir karşı duruş sergiledi. Belki de farkında olmadan—ya da tamamen bilinçli bir şekilde—kendinden sonra gelecek olanlara kapı araladı.
Mirası ve Etkisi
Peki, nasıl bir miras bıraktı? Aslında bunu anlamak için bugüne bakmak yeterli. Bugün siyasette, bureakraside, sivil toplumda aktif rol alan pek çok Müslüman kadın, onun açtığı yoldan yürüdü. Kimisi bunu açıkça söyler, kimisi için ise dolaylı bir ilham kaynağı oldu.
Emine Erdoğan'ın mesajındaki şu cümleler oldukça dikkat çekici: "Süle Yüksel Hanımefendi, inançlı duruşu ve mücadelesiyle hepimize örnek oldu. Onun azmi, bugün birçok kadınımıza ışık olmaya devam ediyor."
Bu sadece bir anma mesajı değil, aynı zamanda tarihe not düşmek gibiydi. Unutulmaması gereken bir ismi, bir kez daha hatırlatmak...
Neden Hâlâ Konuşuyoruz?
Çünkü bazı isimler, öldükten sonra da yaşamaya devam eder. Süle Yüksel Senler de onlardan biri. Siyasi kimliğinin yanı sıra, bir yazar olarak da öne çıktı. Kaleme aldığı yazılar, dönemin ruhunu yansıtması açısından hâlâ değerli.
Belki de en önemlisi, o bir 'ilk'lerin kadınıydı. İlk Müslüman kadın milletvekillerinden biri olarak, hem siyasette hem de toplumsal alanda görünürlük kazandı. Bu görünürlük, onu zaman zaman eleştirilerin hedefi haline getirse de, o yılmadan yoluna devam etti.
Emine Erdoğan'ın bu anması, sadece geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe de bir gönderme yapıyor. Kadınların siyasetteki rolünün güçlenmesi, toplumsal hayatta daha aktif olmaları... Tüm bunlar, Süle Yüksel Senler'in de hayal ettiği bir Türkiye'ydi belki de.
Altı yıl sonra bile onu anmamızın sebebi işte bu: Bıraktığı iz. Ve bu iz, sandığımızdan daha derin.