Dün akşam saatlerinde ekranlara gelen o konuşma, gerçekten de tarihi nitelikteydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adeta bir usta narator edasıyla millete seslendi. Ve şunu net bir şekilde ortaya koydu: Bu topraklarda bölücü emeller peşinde koşanlar, dün olduğu gibi bugün de yarın da hüsrana uğrayacak.
Aslında bu sadece bir uyarı değil, aynı zamanda köklü bir tarih dersidir. Çünkü bizim coğrafyamız -biliyorsunuz- nice badireler atlatmış, nice oyunları boşa çıkarmıştır. Erdoğan'ın dediği gibi, "milletimizi bölerek çıkar devşirmeye kalkanlar" için sonuç hep aynı olmuştur: Kaybetmek.
Tarihin Tekerrür Etmeyeceği Kesin
Belki de en çarpıcı nokta şuydu: Tarih, kendini tekrar etmeyecek kadar akıllıdır artık. Yani, aynı hatalara düşmeyecek kadar tecrübeliyiz. Cumhurbaşkanı'nın altını çizdiği üzere, bu millet artık oyunları çok daha hızlı görüyor. Ve tepkisini de ona göre veriyor.
Kimileri için bu sözler sert gelebilir. Ama gerçekler acıdır bazen. Ve Erdoğan, tam da bu acı gerçekleri cesaretle dile getiriyor. "Bölücülük" denen o illet, aslında küresel bir projenin ta kendisi. Ve Türkiye, bu projeye direnen ender ülkelerden biri.
Birlik Ruhu Her Zaman Galip Gelir
Şunu unutmamak lazım: Bizim kültürümüzde birlik olmak, sadece bir slogan değil. Bin yıllık bir gelenek. Adeta genlerimize işlemiş bir kod. Erdoğan'ın da dediği gibi, bu ruhu kırmak isteyenler, kendi sonlarını hazırlıyorlar aslında.
Peki neden hala deniyorlar? İşte bu, cevabı en zor sorulardan biri. Belki de bazıları, tarihten ders almıyor. Ya da almaktan özellikle kaçınıyor. Ama sonuç değişmiyor: Kaybeden onlar oluyor.
Konuşmanın belki de en insani yanı şuydu: Erdoğan, sadece siyasi bir lider olarak değil, bir baba şefkatiyle sesleniyordu millete. "Evlatlarımızı birbirine düşürmeye kimsenin gücü yetmez" derken, gözlerindeki o kararlı ifade her şeyi anlatıyordu aslında.
Velhasıl, dün akşamki mesaj çok netti: Bölünmeye çalışanlar değil, birleştirenler kazanacak bu ülkede. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, tıpkı gelecekte olacağı gibi...
