Başkan Erdoğan'dan 2 Bin Şehit Ailesi ve Gaziye Dokunan Mektup | Kalplere İşleyen Satırlar
Erdoğan’dan Şehit Ailelerine Dokunan Mektup

Tam da beklenmedik bir anda, posta kutularını ısıtan öyle özel zarflar vardır ki, içindeki kelimeler yüreğe dokunur. İşte öyle bir şey oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehit aileleri ve gazilerimize hitaben kaleme aldığı kişisel mektupları ulaştırdı. Haberi duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor, değil mi?

Bu mektuplar sıradan bir yazışma değil. Her biri, vatan uğruna canını feda eden kahramanlarımızın hatırasına yazılmış birer vefa belgesi adeta. Toplamda 2 bini aşkın aile ve gaziye ulaşan bu özel mesajlar, devlet ile millet arasındaki o görünmez bağı bir kez daha güçlendirdi.

Kelimenin Gücü: Bir Mektup Neler Anlatır?

Peki neler yazıyordu o mektuplarda? Şöyle söyleyeyim: samimiyet, şükran ve minnet. Erdoğan, her satırında milletinin fedakâr evlatlarına duyduğu derin saygıyı hissettiriyor. “Sizin acınız bizim acımız, sevinciniz sevincimiz” derken, aslında hepimizin hissettiği o ortak duyguyu dile getiriyor.

Bazı şeyler para pulla ölçülemez. İşte bu mektuplar da onlardan biri. Maddi yardımlar, destekler elbette sürüyor; ama bazen birkaç satır yazı, binlerce liranın veremeyeceği bir huzur verir insana. Öyle de oldu.

Gözlerdeki Yaş, Yürekteki Ferahlık

Mektubu alan ailelerden bir tanesi, “Başkanımız bizi unutmadı” dedi gözyaşları içinde. Bir diğeri, “Okuyunca içime bir su serpildi” diye anlattı. Kimi sosyal medyadan paylaştı, kimi çerçeveletti duvarına asmak için. Her biri, ayrı bir hikâye… Her biri, ayrı bir vefa örneği.

Bu tür hamleler – dürüst olalım – siyaseten de son derece anlamlı. Ama işin siyaset boyutunu bir kenara bırakıp asıl mesaja odaklanalım: Unutmadık, unutmayacağız.

Gazi ve şehit ailelerinin yanında olmak, sadece devletin değil, hepimizin borcu. Erdoğan’ın kaleme aldığı bu mektuplar, tam da bu yüzlen önemli. Sessiz çoğunluğun sesi oldu bir kez daha.

Belki küçük görünebilir bazılarına – mektup mu yollanır, para yardımı yap, iş ver, destek ol… Ama inanın, hiçbiri bir el yazısı kadar sıcak dokunamaz insanın yüreğine. Hele ki o yazı, milletinin liderinden geliyorsa.

Sonuç olarak; vefa, sadece bir kelime değil. Bu toprakların mayasında var. Erdoğan’ın mektupları da işte o mayayı tutturmuş gibi duruyor. Kim ne derse desin, kalem kâğıtla kurulan bu gönül köprüsü, çok daha sağlam temellere oturuyor.