Tam 106 yıl önce bugün... Sivas'ın o tozlu sokaklarında tarih yeniden yazılıyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, o kongre sıradan bir toplantı değil, bir milletin kaderini çizen bir dönüm noktasıydı.
Erdoğan'ın mesajındaki o duygu yüklü ifadeler ise insanı adeta o günlere götürüyor: "Sivas Kongresi, milletimizin esaret altına alınmak istenen iradesinin yeniden şahlanışının adıdır" diyor ve ekliyor: "Bu ruh, bu inanç asla unutulmayacak."
Peki Neden Bu Kadar Önemli?
4 Eylül 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde toplanan kongre, adeta karanlık bir tünelin ucundaki ışık gibiydi. İşgal altındaki topraklarda, mandacılık fikirlerine karşı dimdik duran delegeler, "Ya istiklal, ya ölüm!" parolasıyla yürüdüler.
Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi, o gün alınan kararlar sadece kağıt üzerinde kalmadı - Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturdu. Milli sınırlar içinde vatanın bölünmez bütünlüğü fikri, işte tam da o gün hayat buldu.
Modern Türkiye'nin Temel Taşı
Bugün bakınca... O kongrenin ruhu hala ayakta. Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi, "Milli birlik ve beraberliğimizin en güçlü teminatı" olmayı sürdürüyor. Belki de en önemlisi - Erdoğan'ın da vurguladığı o müthiş detay: Sivas Kongresi, mandacılık fikrine karşı çıkarak tam bağımsızlığı seçmişti.
Ve işte bu yüzden, 106 yıl sonra hala konuşuyoruz o kongreyi. Çünkü o ruh - o inanç - hiçbir zaman geçerliliğini yitirmedi. Tam aksine, her geçen gün daha da değerli hale geldi.
Cumhurbaşkanı'nın mesajındaki şu sözler ise sanırım her şeyi özetliyor: "Geçmişimizden aldığımız güçle, yarınlara daha emin adımlarla yürüyeceğiz." Tıpkı 1919'da Sivas'ta yürüdükleri gibi...
