
Tam 105 yıl geçti ama o günlerin heyecanı, Sivas'ın o tarihi havasında hâlâ hissediliyor sanki. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 4 Eylül Sivas Kongresi'nin yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesaj, aslında sadece bir kutlama metninden çok daha fazlasını taşıyor.
Şöyle bir düşünsenize: 1919'un o çetin şartlarında, memleketin dört bir yanından gelen delegeler, ülkenin kaderini çizecek kritik kararlara imza atıyor. Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi, o kongre sıradan bir toplantı değil, milli iradenin ta kendisiydi.
Geçmişten Günümüze Bir Yol Hikâyesi
Erdoğan'ın mesajında en çarpıcı olan şey, tarihi bir olayı bugünün perspektifinden okumasıydı. "Millî Mücadele'mizin en önemli karar alma süreçlerinden birine ev sahipliği yapan Sivas" ifadesi, aslında her şeyi özetliyor. O günlerde alınan kararlar, bugünkü Türkiye'nin temel taşlarını oluşturdu.
Peki neden hâlâ bu kadar önemli bu kongre? Cevabı basit: Çünkü tam bağımsızlık fikri, o günlerde Sivas'ta hayat buldu. Erdoğan'ın da dediği gibi, "vatanın bölünmez bütünlüğü" fikri, o kongrede netleşti.
Gelecek Nesillere Aktarılacak İdealler
Belki de mesajın en can alıcı noktası, gelecek vurgusuydu. "Bağımsızlık ideallerimizi gelecek nesillere aktaracağız" sözü, aslında bir taahhüttü. Tarihi mirası korumanın, sadece geçmişi anmak olmadığını, geleceği inşa etmek olduğunu vurguluyordu.
Şimdi düşünüyorum da -o günlerde verilen mücadele olmasaydı, bugün nerede olurduk? Erdoğan'ın mesajı tam da bu soruyu sordurtuyor insana. Kongrenin ruhu, sadece tarih kitaplarında kalmamalı elbette. Günlük hayatımızda, kararlarımızda, gelecek vizyonumuzda yaşamalı.
Sonuç olarak, 105 yıl önce Sivas'ta yakılan meşale, hâlâ yanıyor. Cumhurbaşkanı'nın mesajı da bunu hatırlattı bize. Tarihten ders almak ve o ruhu yaşatmak -işte bütün mesele bu!