Tam 11 yıl oldu... Sandıktan çıkan o tarihi kararın üzerinden bir asrın neredeyse çeyreği geçti. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin halkın oylarıyla seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Bugün, o günlerden bu yana geçen süreyi anlamak için belki de en doğru zaman.
Bir Demokrasi Destanı: 2014'ten 2025'e
2014 Ağustos'unda başlayan bu yolculuk, Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birine denk geldi. Dünya ekonomisinin sarsıldığı, bölgesel krizlerin tırmandığı, küresel salgınların kol gezdiği yıllar... Ve tüm bunların ortasında dimdik ayakta duran bir lider portresi.
Şimdi geriye dönüp baktığımızda:
- 3 genel seçim
- 2 darbe girişimi
- 1 anayasa değişikliği
- Sayısız diplomatik hamle
Ve daha niceleri... Her biri ayrı bir roman konusu olabilecek bu olaylar zinciri, Erdoğan'ın liderlik karnesine not düşüldü adeta.
Dönüm Noktaları ve Kırılma Anları
15 Temmuz'da halkın meydanlara akışı mı dersiniz, Suriye politikasındaki radikal değişim mi? Ya da ekonomide alınan o sert önlemler... Kimi zaman alkışlandı, kimi zaman eleştirilerin hedefi oldu. Ama hiçbir zaman 'sıradan' bir lider olmadı.
Dış politikada attığı adımlar ise -özellikle son 5 yılda- Türkiye'nin bölgesel ağırlığını katbekat artırdı. Libya'dan Karabağ'a, Doğu Akdeniz'den Afrika'ya uzanan bu stratejik hamleler, dünya liderlerinin takdirini toplarken, bazı çevrelerin de tepkisini çekti.
Peki ya içeride? Ekonomi, eğitim, sağlık, altyapı... Her alanda dev projeler hayata geçirildi. Kimi 'mega proje' dedi, kimi 'gereksiz harcama'. Ama tartışmasız bir gerçek var: Türkiye'nin çehresi değişti.
Geleceğe Bakarken
Şimdi, 11. yılın ardından sorular giderek çoğalıyor: Önümüzdeki dönemde neler olacak? Ekonomi nasıl şekillenecek? Dış politikada yeni hamleler gelir mi? Muhalefetin sertleşen eleştirilerine nasıl yanıt verilecek?
Bir kesim için 'istikrarın simgesi', diğerleri için 'tartışmalı figür'... Ama herkesin kabul ettiği bir şey var: Türk siyasi tarihinde iz bırakan nadir isimlerden biri olduğu gerçeği.
Önümüzdeki günler, bu 11 yıllık serüvenin nasıl anılacağını belirleyecek. Belki de şimdilik söylenebilecek en doğru şey: Türkiye, hiç olmadığı kadar hareketli bir siyasi dönemden geçiyor. Ve Erdoğan, bu dönemin en merkezinde duran isim olmayı sürdürüyor.
